Home
Categories
EXPLORE
True Crime
Comedy
Society & Culture
Business
Sports
TV & Film
Technology
About Us
Contact Us
Copyright
© 2024 PodJoint
00:00 / 00:00
Sign in

or

Don't have an account?
Sign up
Forgot password
https://is1-ssl.mzstatic.com/image/thumb/Podcasts122/v4/35/e7/69/35e76900-c316-4acb-996e-dc6b7e5c81f5/mza_1693195347260829903.jpg/600x600bb.jpg
Allah Dostları için Sohbetler
Erenler, erenlere gönül verenler💛
56 episodes
2 weeks ago
Sevgili Dinleyiciler, bugün dünyanın dörtbir köşesinde insanlar, İslâm’ın beş şartı ile amel ediyorlar. Ve ibadetlerinin yeterli olduğundan eminler. İslâmiyet ise onların yaptıklarından çok daha fazlasını gerektirmektedir. Acaba gerçekten durum böyle midir? Bu sualin cevabı Kur’ân-ı Kerim’dedir. Peygamber Efendimiz (S.A.V), ve sahâbenin yaşadıkları hayat İslâmîyetti. Onların yaşadıkları hayat Kur’ân-ı Kerim’in bütününe ittiba etmek idi. (Âli İmrân-119) Kur’ân-ı Kerim’in bütünü bizdeki üç emanetin ve iradenin Allah’a teslimini ihtiva etmektedir.
Show more...
Spirituality
Religion & Spirituality
RSS
All content for Allah Dostları için Sohbetler is the property of Erenler, erenlere gönül verenler💛 and is served directly from their servers with no modification, redirects, or rehosting. The podcast is not affiliated with or endorsed by Podjoint in any way.
Sevgili Dinleyiciler, bugün dünyanın dörtbir köşesinde insanlar, İslâm’ın beş şartı ile amel ediyorlar. Ve ibadetlerinin yeterli olduğundan eminler. İslâmiyet ise onların yaptıklarından çok daha fazlasını gerektirmektedir. Acaba gerçekten durum böyle midir? Bu sualin cevabı Kur’ân-ı Kerim’dedir. Peygamber Efendimiz (S.A.V), ve sahâbenin yaşadıkları hayat İslâmîyetti. Onların yaşadıkları hayat Kur’ân-ı Kerim’in bütününe ittiba etmek idi. (Âli İmrân-119) Kur’ân-ı Kerim’in bütünü bizdeki üç emanetin ve iradenin Allah’a teslimini ihtiva etmektedir.
Show more...
Spirituality
Religion & Spirituality
https://d3t3ozftmdmh3i.cloudfront.net/production/podcast_uploaded_episode/14476512/14476512-1670300774779-6f221952fdd7a.jpg
Dosdoğru Yol
Allah Dostları için Sohbetler
41 minutes 6 seconds
2 years ago
Dosdoğru Yol
Konumuz: Hidayete ermek ve hidayet üzere olmak. İslâm merdiveni 28 basamaktan oluşuyor. 7 safha 4 teslim. Öyleyse hidayete ermek deyince neyi kast ediyoruz? Tabiî bunun için hidayet kavramının ne olduğunu Kur’ân’a göre yerli yerine oturtmak mecburiyetindeyiz. Hidayet Allahû Tealâ tarafından şöyle açıklanıyor Âli İmrân Suresi 73. âyet-i kerimesinde: 3/ÂLİ İMRÂN-73: Ve (Ehli Kitap): “Sizin dîninize tâbî olandan başkasına inanmayın.” (dediler). (Habibim onlara) De ki: “Muhakkak ki hidayet Allah'a ulaşmaktır. (İnsanın ruhunun ölmeden önce Allah’a ulaşmasıdır.) Size verilenin bir benzerinin, bir başkasına verilmesidir.” Yoksa onlar, Rabbiniz'in huzurunda, sizinle çekişiyorlar mı? (Onlara) De ki: “Muhakkak ki fazl Allah’ın elindedir. Onu dilediğine verir.” Ve Allah, Vâsi’dir (ilmi geniştir, herşeyi kapsar), Alîm'dir (en iyi bilendir). İnne: Muhakkak ki el hudâ: hidayet hudallâhi: Allah’a ulaşmaktır. Bakara-120’de gene aynı konu şöyle ifade ediliyor: 2/BAKARA-120: Ve sen onların dînine tâbî olmadıkça (uymadıkça) ne yahudiler ve ne de hristiyanlar senden asla razı olmazlar. De ki: “Muhakkak ki Allah’a ulaşmak (Allah’ın Kendisine ulaştırması) işte o, hidayettir.”. Sana gelen ilimden sonra eğer gerçekten onların hevalarına uyarsan, senin için Allah’tan bir dost ve bir yardımcı yoktur. İnne: Muhakkak ki hudâllâhi: Allah’a ulaşmak huve: işte o el hudâ: hidayettir. Öyleyse “Hidayet dediğimiz zaman ne anlaşıldığını soruyoruz?” konunun ileri gelenlerine. “Hidayet; doğru yoldur.” diyorlar. Güzel. “Pekâlâ, doğru yol olsun. Öyleyse Sıratı Mustakîm nedir?” diyoruz. “Sıratı Mustakîm’e de doğru yol.” dedikleri için orada duruyorlar. “O da doğru yolsa, hidayet mi doğru yol? Sıratı Mustakîm mi diye?” sual sorduğumuz zaman cevap veremiyorlar. Sevgili kardeşlerim! Neden acaba? Neden kavramları değiştirme gereği duymuş insanlar? Sanki bir şeyler gizlenmeye çalışılıyor gibi. Sankisiz öyle. Çalışılıyor, çünkü birtakım dîn âlimleri insan ruhunun vücuttan ayrılması halinde insanın öleceğini zannediyorlar. Bilmiyorlar ki; ruh her an onların vücudundan çıkıp dilediği yere gidiyor. Bir anda geri dönüyor. Dilediğini yapıyor. Onlar bunun hiçbir zaman farkına varamazlar tabi. Sevgili kardeşlerim, can dostlarım, gönül dostlarım! Ruh emr âleminin varlığıdır. Döneceği yer emr âlemidir. Döneceği yer, Allah’ın Zat’ıdır. Allah’ın Zat’ına ulaşacak ve Allah’ın Zat’ında yok olacaktır. Öyleyse Sevgili kardeşlerim, can dostlarım, gönül dostlarım! Bir şeyler saklamanın gereğini duymak, bize göre insanların kendilerine yazık etmeleridir. Neden sevgili kardeşlerim? Neden? Kur’ân önünüzde, hakikatleri de orada. Allahû Tealâ ruhumuzu Allah’a Kendisinin ulaştıracağını söylüyor. İşte Ra’d Suresi 27. âyet-i kerimesinde Allahû Tealâ buyuruyor: 13/RA'D-27: Ve kâfirler: “Ona, Rabbinden bir âyet (mucize) indirilse olmaz mı?” derler. De ki: “Muhakkak ki Allah, dilediği kimseyi dalâlette bırakır ve O’na yönelen kimseyi Kendine ulaştırır (hidayete erdirir).” “Allah dalâlette olanları bırakır. Yani onlarla ilgilenmez. Onları kendi hallerine bırakır. Ama o dalâlette olanlar var ya onlardan her kim Allah’a ulaşmayı dilerse onları Kendimize ulaştırırız. Onlardan kim Bize ulaşmayı dilerse Biz, onları Kendimize ulaştırırız.” Öyleyse: • İnsanlar var, Allah’a ulaşmayı diliyorlar, Allah da onları Kendisine ulaştırıyor. • İnsanlar var, Allah’a ulaşmayı dilemiyorlar, Allah’ta onlardan bir dilek ulaşmadığı için Kendisine, onların ruhunu Kendisine ulaştıracaktır.
Allah Dostları için Sohbetler
Sevgili Dinleyiciler, bugün dünyanın dörtbir köşesinde insanlar, İslâm’ın beş şartı ile amel ediyorlar. Ve ibadetlerinin yeterli olduğundan eminler. İslâmiyet ise onların yaptıklarından çok daha fazlasını gerektirmektedir. Acaba gerçekten durum böyle midir? Bu sualin cevabı Kur’ân-ı Kerim’dedir. Peygamber Efendimiz (S.A.V), ve sahâbenin yaşadıkları hayat İslâmîyetti. Onların yaşadıkları hayat Kur’ân-ı Kerim’in bütününe ittiba etmek idi. (Âli İmrân-119) Kur’ân-ı Kerim’in bütünü bizdeki üç emanetin ve iradenin Allah’a teslimini ihtiva etmektedir.