Sevgili Dinleyiciler, bugün dünyanın dörtbir köşesinde insanlar, İslâm’ın beş şartı ile amel ediyorlar. Ve ibadetlerinin yeterli olduğundan eminler. İslâmiyet ise onların yaptıklarından çok daha fazlasını gerektirmektedir. Acaba gerçekten durum böyle midir?
Bu sualin cevabı Kur’ân-ı Kerim’dedir. Peygamber Efendimiz (S.A.V), ve sahâbenin yaşadıkları hayat İslâmîyetti. Onların yaşadıkları hayat Kur’ân-ı Kerim’in bütününe ittiba etmek idi. (Âli İmrân-119) Kur’ân-ı Kerim’in bütünü bizdeki üç emanetin ve iradenin Allah’a teslimini ihtiva etmektedir.
All content for Allah Dostları için Sohbetler is the property of Erenler, erenlere gönül verenler💛 and is served directly from their servers
with no modification, redirects, or rehosting. The podcast is not affiliated with or endorsed by Podjoint in any way.
Sevgili Dinleyiciler, bugün dünyanın dörtbir köşesinde insanlar, İslâm’ın beş şartı ile amel ediyorlar. Ve ibadetlerinin yeterli olduğundan eminler. İslâmiyet ise onların yaptıklarından çok daha fazlasını gerektirmektedir. Acaba gerçekten durum böyle midir?
Bu sualin cevabı Kur’ân-ı Kerim’dedir. Peygamber Efendimiz (S.A.V), ve sahâbenin yaşadıkları hayat İslâmîyetti. Onların yaşadıkları hayat Kur’ân-ı Kerim’in bütününe ittiba etmek idi. (Âli İmrân-119) Kur’ân-ı Kerim’in bütünü bizdeki üç emanetin ve iradenin Allah’a teslimini ihtiva etmektedir.
Mutluluk. Allah bizleri bir araya getirdi; mutluluktan bahsetmek üzere. Allah’ın bizi ulaştırmak istediği yegâne hedef; mutluluk.
Öyleyse sevgili kardeşlerim, bir defa daha beraberce şu zaman dilimi içerisinde benimle birlikte mutlu olmayı istemez misiniz sevgili kardeşlerim? Allah'tan bahsediyoruz. Allah’ın hepinizden istediği, sadece sizlerin mutlu olması sevgili kardeşlerim. Biz de var gücümüzle bu istikamette bir gayretin içindeyiz, sizlerin mutluluğunuz. Etrafınızdaki insanların mutluluğu, ülkenin mutluluğu, dünyanın mutluluğu, bunun için varız.
Allahû Tealâ’nın size ne kadar çok şey verdiğinizin farkında mısınız sevgili kardeşlerim? Şu gören gözleriniz, işiten kulaklarınız, konuşabilen, yemek yediğiniz ağzınız, koku alabildiğiniz burnunuz, nefes alıp verebilmeniz, midenizin, bağırsaklarınızın, kalbinizin, ciğerlerinizin, bütün organlarınızın, Allah’ın o muhteşem dizaynı içerisinde çalışmakta oluşu.
Öyleyse sizi üzen şeye değil, sevindirmesi gerekenlere bakın. Bu kadar çok ni’metin içindesiniz. Dünya adı verilen bu gezegende bir gün doğdunuz, şimdi yaşıyorsunuz, hayattasınız ve sözlerimi işitebiliyorsunuz, beni ekranlarda görebiliyorsunuz. Öyleyse sevgili kardeşlerim, Allah’ın size yemeniz için verdiği yemek, yaşamanız için verdiği hava, bütün şartları uygun hâle getirerek sizi dünya adı verilen bu gezegene hayat vermek üzere göndermesi, hayatta oluşunuz, hay olmanın o muhteşem dizaynı. Varız sevgili kardeşlerim, Allah yarattığı için varız.
Öyleyse bizler, en güzeli yaşamak üzere vazifeli olanlarız. Biz ve etrafımızdakiler. Biz bu konuda başkalarından çok daha fazla bahtlı değil miyiz sevgili kardeşlerim? Sizlere hitap ediyorum; etrafımızdakiler! Biz başka insanlardan daha bahtlı değil miyiz? Bir yaşama sevincimiz var. Çünkü Allahû Tealâ bizi bir hedefe angaje etmiş (endekslemiş). Bütün dünyalara hidayeti anlatmakla mükellefiz. Öyleyse bir hedefi olan, bir gayesi olan, hem de kendi hayatlarından daha üst seviyede önemi olan bir gayeye sahip sizler, sevgili kardeşlerim. Mutlu olmak için çok kuvvetli bir sebep değil mi bu? Allahû Tealâ’nın bize böyle bir görevi tevdi etmesi, bizlere duyduğu güveni ifade etmez mi? Dünyanın hidayeti unuttuğu bir devrede, tamamen unuttuğu bir devrede Allahû Tealâ hidayeti öğretmekle, bütün dünyaya, kâinata öğretmekle bizleri vazifeli kılıyor.
Allah Dostları için Sohbetler
Sevgili Dinleyiciler, bugün dünyanın dörtbir köşesinde insanlar, İslâm’ın beş şartı ile amel ediyorlar. Ve ibadetlerinin yeterli olduğundan eminler. İslâmiyet ise onların yaptıklarından çok daha fazlasını gerektirmektedir. Acaba gerçekten durum böyle midir?
Bu sualin cevabı Kur’ân-ı Kerim’dedir. Peygamber Efendimiz (S.A.V), ve sahâbenin yaşadıkları hayat İslâmîyetti. Onların yaşadıkları hayat Kur’ân-ı Kerim’in bütününe ittiba etmek idi. (Âli İmrân-119) Kur’ân-ı Kerim’in bütünü bizdeki üç emanetin ve iradenin Allah’a teslimini ihtiva etmektedir.