
Mauritius'ta yediğim pankek üzerinden terapiyi nasıl bıraktığımı anlattım. Ne alaka diye sormamayı öğrendimiz artık. Me too hareketinden bahsettim. Eat, Pray, Love ve Under the Tuscan Sun filmlerinden bahsettim. Fleabag üzerinden konuştum. Kendi hikayemi anlattım.
Kafedeki kadının bana "I will see you later" diye ısrar etmesine en sonda değinmeyi unuttum. Eğer öyle bakarsak hayatta her şeyin bir anlamı vardır, eğer öyle bakmazsak hayatta her şey anlamsızdır. Ben öyle bakanlardanım.
Sırtınıza bir yastık koyarak dinleyin.
Mauritius'tan şefkatlerimle,
Eda