
Yaşadığımız şehirler sadece binalardan ibaret değil... Şehirler birer organizma gibi yaşar, değişir, dönüşür ve orada yaşayan insanlar olarak bizlerin hafızalarına iz bırakır.
Bugün içinde yaşadığımız şehirleri, yüksek yapılar ve geniş yollar uğruna kaybediyoruz; kaybettiğimiz şey bir yandan da kent bellleği. Oysa dar sokakları, az katlı yapıları ve mahalle kültürünü koruyabilseydik, şehirlerimiz çok daha yaşanabilir ve sürdürülebilir olurdu.
Daha güçlü daha sakin’in yeni bölümünde az katlı yerleşim modelini ve bunun avantajlarından bahsetmek isterim.
Eğer bir gün farklı bir şehirde kaybolmak isterseniz, sizi AVM’lere değil, şehrin eski mahallelerine götüren sokakları takip edin. Gerçek yaşamı orada bulacaksınız.