
Selam millet! Kısa sayılamayacak bir aradan sonra, 4. sezonun ilk bölümüyle nihayet karşınızdayız ve sezonu Gülce Karabacak’la açıyoruz! Boğaziçi Endüstri Mühendisliği'nden mezun olup, Master için Berlin’e göç eden ve sonrasında Münih’e taşınan Gülce’nin dolu dolu geçen Almanya macerasını dinliyoruz. Göç kararında sosyal çevrenin ne kadar motive edici olduğunu ve halihazırda tanıdıklarınızın olmasının, göçün klasik zorluğu olan yalnızlık hissini atlatmada nasıl büyük bir konfor sağladığını konuşuyoruz. Tabi ki bölümün en eğlenceli ve merak edilen kısmı: Berlin mi, yoksa Münih mi? İki şehri de uzun süre tecrübe eden Gülce, bu iki Alman devini kültürel karakterlerine göre kıyaslıyor. Sence hangisi "Modern Kadıköy Genci", hangisi "Beyaz Yakalı Acıbademli" profilini temsil ediyor? Cevabı bu keyifli bölümde!
Peki Almanya’da iş piyasasının son durumu ne ve göç etmeyi düşünenleri neler bekliyor? Piyasada rekabetin arttığını ve özellikle giriş seviyesinde iş bulmanın zorlaştığını ele alıyoruz. Bu yeni rekabet ortamında başarıya ulaşmak için Almanca'nın hangi seviyede kritik olduğunu ve Türkiye'den direkt full-time iş arayarak gelmek yerine, düşük riskle piyasaya giriş yapmanın en akıllıca stratejisini masaya yatırıyoruz. Alman kültüründeki bireysellik ve bunun sosyal hayata yansımaları, ayrıca komşuluk ilişkilerindeki ilginç durumlar gibi kültürel konulara da değiniyoruz. Son olarak, Taksim'in ayrılığına rağmen sizlerin desteği sayesinde bu projeye konuklarla devam etme kararımı paylaşıyorum. Desteğiniz benim için çok kıymetli! İyi dinlemeler.