
İlişkiler gibi arkadaşlıklar da ortak yönlerin keşfedilmesiyle başlar. Zamanla birbirini tanırsın, seversin, daha çok zaman geçirmek istersin. Birlikte anılmaya başlarsın.
Bazen sevmezsin. Ama genelde ilk 5 dakikada belirlenir gidişat o ilk enerjiyle beraber anlarsın yakın olma ihtimalini.
Aylar, yıllar geçer birlikte atlatılan zorluklar artar, tahammüller azalabilir. Ama güven hep ordadır. Hele de çocukluk arkadaşıysa bu kişi masumiyetini de hatırlatır insana.
Bazı dostlar her ihtiyacın olduğunda ya da mutlu olduğunda ordadır. Bazıları da kendi kişisel gelişimine ve değişimine dostluğu feda eder. Her zaman kötü olmaz sonuçlar. Ama kırılır kalpler işte hayat kalitesinin artması karşılığında.
15 yıllık aşk hayatını detay detay bildiğin arkadaşının artık yaşadığı şehri bile bilmezsin. Biter birden işte. Kopar.
Ha bu arada: 'Aşk her şeyi affetmez bence'. Ama Arkadaşlık bir özürle her şeyi affeder, derdim eskiden. Çünkü aşkta nefret, kıskançlık, sinir stres de dahil iletişime.
Arkadaşlıkta sadece sevgi ve paylaşım olmaz mı?
Kötü duyguların olmadığı iletişimi peki ne çürütür?
Uzaklaşan hayatlar.
Değişen bakış açıları.