
Ayrılık çoğu insan için bir kopuş gibi görünür; bitti sanılır, tükendi zannedilir.
Oysa bu bölümde ayrılığın aslında sevdanın içinden doğan, ona dahil olan bir yanını konuşuyoruz.
Eksilten ama aynı anda derinleştiren o garip hissi…
İçimizde bir boşluk bırakırken bile bizi büyüten o sessiz dönüşümü…
Attilâ İlhan’ın “Ayrılık da Sevdaya Dahil” şiirinden ilhamla,
ayrılığın sadece bir kayıp değil, kişinin kendine varma yolculuğunun bir eşiği olduğunu anlatıyorum.
Acının içinden geçen ışığı, kalbin karanlık odalarını düzenlemeyi,
gidenin bizden götürdüklerini değil, geride bıraktıklarımızın bize neler öğrettiğini konuşuyoruz.
Bu bölüm;
yıkılmakla büyümek arasındaki ince çizgide duran herkese,
gidenleri anlamaya değil, kalanın kendini yeniden kurmasına odaklananlara…
Ayrılık bir son değil;
bazen insan kendi içine ancak bu sessizlikten geçerek varıyor.