
Tarihin her döneminde insanlar suyu bir şifa kaynağı olarakgörmüş.
Antik Roma’da termal banyolar sadece temizlik değil, ruhunarınması için de kullanılmış.
18. yüzyılda Avrupa’da doktorlar, hastalarına denizbanyoları önermiş.
Ve bugün, modern bilim o eski bilgeliği onaylıyor.
Çünkü su, sadece vücudu değil, zihni de yıkıyor,arındırıyor, yeniliyor.
Hiç deniz kenarında oturup dalgaların ritmine daldığınızoldu mu?
O an sanki zaman durur… Zihniniz sessizleşir, kalbiniz dahayavaş atar.
İşte o sırada beyniniz “alfa dalgaları” üretmeye başlar.
Bu dalgalar, derin bir gevşeme ve huzur halini temsil eder.
Bilim insanları, sadece on beş dakika deniz sesi ya dayağmur sesi dinlemenin, stres hormonu olan kortizolü azalttığını kanıtlamışdurumda.
Yani suyun sesi, beynimize “her şey yolunda” mesajıgönderiyor.
Bu yüzden su kenarında yürümek, suyun içinde hareket etmekya da sadece suyu izlemek bile bizi rahatlatıyor.
Ünlü psikolog Carl Jung, suyu bilinçaltının sembolü olaraktanımlamıştı.
Rüyalarımızda gördüğümüz su, bastırılmış duygularımızıyansıtır.
Sakin ve berrak sular, iç huzurumuzu temsil ederken;fırtınalı ve bulanık sular, duygusal karmaşayı simgeler.
Belki siz de fark ettiniz; hayatınızda zor bir dönemgeçirirken denize bakmak, duş almak ya da yağmurun altında yürümek insana garipbir huzur verir.
İşte o an, bilinçaltınızda bir şeyler çözülmeye başlar.
Suyun içinde olmak, yeniden doğmak gibidir.
Geçmişi bırakır, yenilenirsiniz.
Bilim de bu duygusal dönüşümü destekliyor.
2024 yılında yapılan geniş kapsamlı bir araştırma,hidroterapinin yani suyla yapılan terapötik uygulamaların, depresyon veanksiyete belirtilerini azalttığını gösterdi.
Ilık su banyoları, su içi egzersizler, yüzme… Hepsi vücudugevşetirken aynı anda zihni sakinleştiriyor.
Dünya Sağlık Örgütü ve Amerikan Psikoloji Derneği, suterapilerini ilaçsız ve yan etkisiz bir destekleyici tedavi olarak kabulediyor.
Deniz kenarında yürüyüş yapmak, göl manzarasına bakmak veyasuyun sesini dinlemek… Bunların tümü beynin stres merkezini susturuyor.
Deniz biyoloğu Wallace J. Nichols, bu durumu “Blue Mind”,yani “Mavi Zihin” olarak adlandırıyor.
Suya yakın olduğumuzda beynimiz daha dingin çalışıyor,yaratıcılığımız artıyor, empati duygumuz güçleniyor.
Peki bunu gündelik hayatımıza nasıl dahil edebiliriz?
Sadece yüzmeye gitmek değil, suyu bir terapi alanı gibidüşünmeliyiz.
Bilimsel verilere dayanan, aynı zamanda güvenli ve etkilibir su içi antrenman örneği var elimde.
Havuzda veya denizde uygulayabilirsiniz.
Önce beş dakikalık bir ısınmayla başlayın.
Havuzun sığ kısmında yürüyün, omuzlarınız suyun dışındakalsın.
Suyun direncine karşı yavaş adımlar atın.
Ardından su bisikleti kısmına geçin; su içi bisiklet varsadüşük tempoda başlayın, yoksa oturur pozisyonda pedal çevirir gibi hareketedin.
Bu hareket, kalça ve diz eklemlerini güçlendirir, amaeklemlere baskı yapmaz