
irleşmiş Milletler tarafından belirlenen Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın 2’nci sırasında Açlığa Son hedefi yer alıyor. SKA2 kapsamında, herkesin güvenli, besleyici ve sürdürülebilir gıdaya erişimini sağlamak amaçlanıyor. Bu hedef yalnızca açlıkla mücadeleyi değil; yerel üreticinin desteklenmesini, adil ve sürdürülebilir gıda kültürünün korunmasını da içeriyor.Tam da bu noktada, 1986’da İtalya’da doğan Slow Food yani Yavaş ve Sürdürülebilir Gıda hareketi, gıdaya yaklaşım biçimimizi sorgulayan küresel bir dönüşüm başlattı. “İyi, temiz ve adil gıda” ilkesiyle hem insan hem gezegen sağlığını merkeze alan bu hareket, hızlı tüketime karşı yerel üretimi, mevsimselliği ve emeğe saygıyı savunuyor.Sürdürülebilirlik Sohbetleri’nin bu bölümünde Yekta Kopan, Humm Organic Kurucu Ortağı Damla Şener Akkaynak ve Anako A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Metin Akman ile birlikte Slow Food hareketinin kökenini, gıdada adalet fikrini, yerel üretimin neden bu kadar önemli olduğunu ve sofradan başlayan bu dönüşümün geleceğini konuşuyor.