Home
Categories
EXPLORE
True Crime
Comedy
Business
Society & Culture
Sports
History
Fiction
About Us
Contact Us
Copyright
© 2024 PodJoint
00:00 / 00:00
Sign in

or

Don't have an account?
Sign up
Forgot password
https://is1-ssl.mzstatic.com/image/thumb/Podcasts211/v4/c5/e1/f4/c5e1f4ee-2c9c-5b8d-de1f-6caaf44185dc/mza_12961107761538139373.jpg/600x600bb.jpg
Akış
Kültür
25 episodes
18 hours ago
Bu kanalda ilgi çekici Tarih , Felsefe ve Edebiyat alanlarında podcastler yayınlanır.
Show more...
Books
Arts
RSS
All content for Akış is the property of Kültür and is served directly from their servers with no modification, redirects, or rehosting. The podcast is not affiliated with or endorsed by Podjoint in any way.
Bu kanalda ilgi çekici Tarih , Felsefe ve Edebiyat alanlarında podcastler yayınlanır.
Show more...
Books
Arts
https://d3t3ozftmdmh3i.cloudfront.net/staging/podcast_uploaded_episode/42550330/42550330-1743785114823-cda007e1131c1.jpg
Düşmüş Melekler
Akış
5 minutes 10 seconds
8 months ago
Düşmüş Melekler


Bugün, ilahi olan ile isyan edenin, ışık ile gölgenin, cennet ile sürgünün hikâyesini konuşacağız. Düşmüş melekler…

Onlar, varoluşun en eski figürlerinden biri.

Onlar, Allahın huzurunda yaratılıp ona başkaldıran ruhlar.

Onlar, cennetten kovulup karanlığa sürgün edilenler.

Düşmüş meleklerin hikâyesi yalnızca dinî bir anlatı değil, aynı zamanda felsefi ve edebi bir metafordur. İnsanın kendi içindeki isyanın, kibirin ve özgürlüğün hikâyesidir.




Bugün bu efsaneyi üç farklı boyutta ele alacağız:


1. Teolojik bakış açısı: Düşmüş melekler kimlerdir? Hangi kutsal metinlerde geçer?


2. Felsefi bakış açısı: Melek neden düşer? İsyan etmek ahlaki bir hak mı?


3. Edebi ve psikolojik bakış açısı: Düşmüş melekler, insanın içindeki hangi çatışmaları temsil eder?

Düşmüş melekler kavramı, İslam, Hristiyanlık ve Yahudilik başta olmak üzere pek çok inanç sisteminde kendine yer bulmuştur.

İslam geleneğinde düşmüş meleklerin en bilinen figürü, İblis’tir. Ancak burada önemli bir ayrım var: İblis, bir melek değil, bir cin olarak yaratılmıştır.


Kur’an’da İblis’in hikâyesi şöyle anlatılır:

• Allah, Âdem’i yarattığında, meleklerden ona secde etmelerini ister.

• Melekler secde eder, ancak İblis secde etmez.

• İblis, kendisinin ateşten, Âdem’in ise topraktan yaratıldığını söyleyerek üstünlük iddiasında bulunur.

• Bu kibri nedeniyle Allah tarafından cennetten kovulur ve insanlığı saptırmaya yemin eder.

Bu anlatıya göre İblis’in düşüşü, onun kibri ve itaatsizliğinden kaynaklanmıştır.

Hristiyan geleneğinde ise Lucifer, düşmüş meleklerin en bilinen ismidir.

• Lucifer, aslında “Işık Getiren” anlamına gelir.

• O, Tanrı’nın yarattığı en güzel ve en güçlü meleklerden biridir.

• Ancak zamanla Tanrı’ya eşit olma arzusuna kapılır.

• Cennette büyük bir isyan başlatır ve meleklerin üçte biri ona katılır.

• Sonunda Tanrı, Başmelek Mikail önderliğinde ona karşı savaş açar ve onu cennetten kovar.

Bu anlatı, İnsanın kibri ve düşüşü ile ilgili bir metafordur. Lucifer, başkaldırmanın ve Tanrı’ya meydan okumanın sembolüdür.

Burada asıl önemli soru şudur: Bir melek neden düşer?


Melekler, Tanrı’nın en saf ve en güçlü varlıkları değil mi? O hâlde neden isyan ederler?

Bu sorunun cevabı, özgür irade kavramında gizli.

• Eğer bir melek hata yapamıyorsa, o hâlde kusursuz ve özgür değildir.

• Eğer bir melek tamamen özgürse, o hâlde Tanrı’ya isyan edebilme potansiyeline sahiptir.

Bu yüzden düşmüş melekler, özgürlüğün en büyük paradoksunu temsil eder.

Lucifer’in hikâyesinde bu paradoks açıkça görülür. O, özgür olmak istemiştir. Ancak özgürlük, Tanrı’nın karşısında bir başkaldırıyı gerektirir. Ve başkaldırı, düşüşü beraberinde getirir.

Burada Jean-Paul Sartre’ın ünlü sözünü hatırlayalım:


“İnsan özgürlüğe mahkûmdur.”


Lucifer de özgürlüğe mahkûm olmuş bir melektir.


Düşmüş melekler, yalnızca dinî figürler değil, aynı zamanda insanın içindeki çelişkilerin bir sembolüdür.




Bu kavram, edebiyatta, sanatta ve psikolojide farklı anlamlar kazanmıştır.




İngiliz şair John Milton, 17. yüzyılda yazdığı “Kayıp Cennet” adlı eserinde Lucifer’i bambaşka bir perspektiften ele alır.




Lucifer burada sadece bir düşman değildir. O, aynı zamanda trajik bir kahramandır.

Milton’un Lucifer’i şöyle der:

“Cennette köle olmaktansa, cehennemde kral olmayı yeğlerim.”

Bu cümle, özgürlüğün bedelini anlatır. Lucifer, Tanrı’nın hükmü altında yaşamak yerine, kendi başına olmayı seçer. Ancak bunun sonucunda ebedi bir sürgünle karşılaşır.


Ünlü psikolog Carl Jung’a göre, düşmüş melekler insanın “gölge”sini temsil eder.

• İnsan ruhunda ışık ve karanlık yan yana var olur.


• Her insanın içinde iyi ve kötü birlikte bulunur.


• İnsan ancak gölgesiyle yüzleşirse tam bir bütün olabilir.




Lucifer ve düşmüş melekler, insanın içindeki karanlık tarafı simgeler.


Evet arkadaşlar, Bugün düşmüş meleklerin hikâyesini anlattık. Onlar, yalnızca isyan eden varlıklar değil, aynı zamanda insan ruhunun birer yansımasıdır.


Akış
Bu kanalda ilgi çekici Tarih , Felsefe ve Edebiyat alanlarında podcastler yayınlanır.