
Gazze’de olası bir barış süreci ışığında planlanan lüks inşaat projeleri, bölgedeki yıkımın gölgesinde umut ve tartışma arasında ince bir çizgide duruyor. Mısır liderliğinde hazırlanan “Arap Planı”, 5 yıl içinde yaklaşık 53 milyar dolar’lık bir yatırım öngörüyor; bu tutarın, yeni konut projeleri, sahil otelleri, teknoloji merkezleri, liman altyapısı ve lüks yaşam alanlarını da kapsayan büyük ölçekli yapılaşma planlarını barındırdığı belirtiliyor. 
Ancak bu projelerin uygulanabilirliği, hem yerel halkın acil barınma ihtiyaçları hem de kalıcı altyapı eksiklikleri hesaba katıldığında büyük bir sınav gibi. Enkazın temizlenmesi, alt yapı, sağlık eğitimi gibi temel hizmetlerin yeniden kurulması süreciyle lüks yapıların bir arada gitmesi, sosyal adalet açısından “öncelikler nasıl belirlenmeli?” sorusunu kaçınılmaz kılıyor. Ayrıca, bu tür hamleler savaşın yaralarını sararken, kimlik, aidiyet ve yerleşik kültürle bağ kurma açısından da bölgedeki halkın beklentileri ile çelişme riski taşıyor.