Kripto AKP'li mi, böyle bir muhalefet yapma biçiminin organik aydını mı: Yılmaz Özdil'i kim yarattı?
Saray Rejimi'nin kurucu iki motifiyle Türkiye'nin çarpıcı gerçekliği arasında bir çelişki var.
Enis Doko'nun bir konuşmasında toplumun yükselen eğilimini "hedonizm" olarak tanımlıyor, ben de buna basitçe "kapitalizmin ruhu" diyorum.
Kişiliksiz siyasetle Türkiye'de iktidar yolu yürünebilir mi? Cevap açık ama sağcılar karşısındaki özürcülük hali bu doğrultuda hareket etmeyi zorlaştırıyor.
ABD'de New York Belediye Reisi seçilen Uganda asıllı Müslüman Sosyalist Zohran Mamdani'nin zaferine utanmasa üzülecek memleket soluna hicviye.
Orta Doğu'nun diktatörü Netanyahu, uluslararası hukukun mahkumiyet kararlarıyla dalga geçercesine iktidarını ve soykırımını sürdürüyor. Madem durum böyle, o halde bu ex olmuş kurumlara bel bağlamayı sürdürecek miyiz?
Katil İsrail'in on yıllardır sürdürdüğü soykırıma karşı direnişin en önemli uğraklarından biri olan 7 Ekim'in yıl dönümünde fakirhanemize Yakup Telci konuk oldu. Dünün fotoğrafını çektik, bugünün gelişmeleriyle bir araya getirdik ve o günden bugüne ne değişti sorusunun cevabını aradık.
Erdoğan'ın ABD'de Trump ile el sıkıştığı günlerde Devlet Bahçeli kamu diplomasisi yaparak Türkiye-Rusya-Çin ittifakından söz ediyordu.
Peki biz buradan yola çıkarak AKP ile MHP arasında yeni bir anlaşmazlık teorisine mi sarılalım, arkaplandaki dış politika yaklaşımını görmeye mi çalışalım?
Partili gelenek vs hareket geleneği, hazırlanmak vs aramak, siyasetten kopmak vs siyasete tutunmak.
Sevgili dostum Zeki Avci ile Türkiye sosyalist hareketinin üç temel gerilimi çerçevesinde meydana gelen siyasal beyin ölümünü, krizden olası çıkışı ve "beklenti teorisini" konuştuk.
Rehavet cümlelerinden ne kadar hızlı uzaklaşırsanız gerçeklerin farkına o kadar hızlı varırsınız.
CHP'nin kurumsal vaatleriyle karşı karşıya kaldığı açmazlar arasında büyük bir açı var. Hem kelle koltukta, hem de Vito'nun arka koltukta gezilemez...
Bu bölümde konuğum yakın arkadaşım Alp, konumuz da güvenlik siyaseti ve "hazırlıkçılar" oldu.
Liberallerin bok attığı Sovyet mimarisiyle yapılan onlarca yıllık binalar Kamçatka'da 8.8'lik depremin insanlık dramına dönüşmesine mani olurken, biz 2 yıl önce 6 Şubat depremlerinde on binlerce yurttaşımızı toprağa verdik. Demek ki sorun deprem değil, devlet...
"Maddi zorluk zorluk değildir" diyen Sinan Canan'ın sınıfsal körlüğü üzerine bir deneme.
ABD'de bir şirket, o sırada aktif görevde olmayan polis memurlarının bir uygulama aracılığıyla ücreti mukabilinde "kiralanabileceğini" büyük bir sevinçle duyurdu. Peki parası olmayan güvenlik hizmetine nasıl erişebilecek?
Endüstriyel futboldan gına gelmişken, dünya devi kulüpleri elinin tersiyle itip çocukluk aşkı Beşiktaş'a gelen Orkun Kökçü transferi de bize çok iyi geldi. Bu bölümde anlatıyorum.
Suriye'de sular durulmuyor, şimdi de İsrail destekli Dürzilerle Arap aşiretleri ve cihatçılar savaşıyor. Peki ya Türkiye, Suriye'deki yeni durumun neresinde duruyor? Sözü edildiği gibi Şam'ın fatihi biz miyiz?
Tarikat ve cemaatler aynı zamanda devlet açısından ciddi bir güvenlik ve beka sorununa yol açıyor. Uslu cemaatçilik diye bir şey anlatıyorlar ama hiç sanmıyorum.
Türkiye'nin doğurganlık oranlarının düşmesi ekonomik açıdan kırmızı alarm verilmesine sebep oluyor, bu doğru. Ama bir diğer doğru ise iktidar cenahından bu meseleyi ele alanların, sorunun ardında yatan gerekçeyi açıkça ifade edememesi. Bu bölümde konuşuyoruz.
Türkiye laik, demokratik, özgür ve bağımsız bir hukuk devleti olmadığı için bal ve de buz gibi bir kapitalist ülkedir. Prof. Dr. Ali Yaycıoğlu'nun tezini tartışıyorum.