Bu videomuzda, Birinci Dünya Savaşı'nı yapay zekâya yönettirdik ve yapay zekânın ne yapacağını, nasıl aksiyonlar aldığını tek tek anlattık. Birinci Dünya Savaşı sırasında yenilmeye ve itibarını kaybetmeye başlayan Osmanlı Devleti tek çıkış yolu olarak El-Mizan'a başvurmuştur ve ülke yönetimini bir yapay zekâya bırakmıştır. Eğer yapay zekâ, ülkeyi o sırada yönetiyor olsaydı ne gibi tercihler yapacaktı? İyi seyirler.
Merhaba dostlar. Bu podcastimizde sizlere oyunların beynimize olan etkilerini ve psikolojimizde ne gibi roller aldığını paylaşacağız. Dinlemeye başlamadan evvel takip etmeyi unutmayın.
Merhaba dostlar. Bu podcastimizde sizlere Squid Game dizisinin felsefi yorumlamasını yapacağız. Nietzsche'nin nihilist bakış açısından dizinin ayrıntılarını inceleyeceğiz. Dinlemeye başlamadan evvel takip etmeyi unutmayın. İyi dinlemeler🎉
Bu podcastimizde psikolojik sendromları, tarih boyunca insanların psikolojik yaşanmışlıklarını, psikolojik sorunların yaygınlığını ve daha birçok alt başlık altında anlatımımızı yaptık. Sizden ricamız kanalımıza abone olmanız olacaktır, iyi dinlemeler.
Bu podcastimizde sürekli dizi adlı çizgi filmin sinirli, agresif, duygusal, despot ve inatçı park müdürü olan Benson'ın psikolojik yapısını ele alıyoruz. Buradaki konu başlıklarımızı sıralayacak olursak: Benson neden bu kadar sinirli? Benson hangi rahatsızlıklara sahip? Benson'ın iyi biri mi? Benson neden her şeye bağırıyor? Benson'ın yaşadığı travmalar'ı sırasıyla ele alacağız. Sizden ricamız kanalımızı takip etmeniz olacaktır.
Tam 1.5 yıl aradan sonra hepinize yeniden selamlar değerli dostlarımız. Bu podcastimizde size kripto paraların atası #bitcoin hakkında ayrıntılı bilgi vereceğiz. Konu başlıklarımızı sıralayacak olursak: Bitcoin nedir? Bitcoin güvenilir mi? Bitcoin neden yükseldi? Bitcoin'in dünya genelindeki değeri. Bitcoin Türkiye'de ne durumda? Bitcoin ve ABD seçimi. Kamala Harris ve Trump seçimlerinin Bitcoin'e etkisi. El Salvador Devlet Başkanı Nayib Bukele'nin Bitcoin yatırımları. Amerika ve Çin'deki Bitcoin rezervi. Elon Musk ve Trump'ın hedefleri. İsrail ve Filistin Savaşında Bitcoin'in rolü. Rusya ve Ukrayna Savaşı'nda Bitcoin'in rolü. Elon Musk ve Tesla'nın kripto yatırımları ve daha nice diğer konu başlıklarıyla size podcastimizi sunmaktayız.
Merhaba ve hoş geldiniz! Bu videoda, varoluşçuluk ve egzistansiyalizm felsefeleri hakkında konuşacağız. Bu felsefeler, insan varoluşunun anlamı ve değeri hakkında derin düşünceler içerir. İlk olarak, varoluşçuluk ve egzistansiyalizm arasındaki farka bakalım. Egzistansiyalizm, varoluşun kendisine odaklanırken, varoluşçuluk insanın varoluşuna ve insanın kendisiyle ilişkisine odaklanır. Varoluşçuluk, insanın varoluşunun anlamını ve değerini araştırırken, egzistansiyalizm, insanın kendisi tarafından yaratılan anlamı araştırır. Varoluşçuluk, Danimarkalı filozof Søren Kierkegaard'ın çalışmalarıyla başladı ve Max Scheler, Karl Jaspers, Jean-Paul Sartre ve Albert Camus gibi diğer filozoflar tarafından da geliştirildi. Bu felsefe, teolojik kaynaklardan etkilendi ve insan varoluşunun özgürlüğü ve sorumluluğu konularına odaklandı. Egzistansiyalizm ise, özellikle 20. yüzyılın başlarında Fransız filozof Jean-Paul Sartre tarafından geliştirildi. Bu felsefe, insan varoluşunun anlamını ve değerini kendisi yaratırken, hayatın anlamını arayışında özgür olduğumuzu savunur. Bu felsefeler, psikolojik ve sosyolojik düzeylerde de etkili olmuştur. Varoluşçuluk, insanların varoluşlarını daha derinlemesine anlamalarına ve anlamlı bir hayat yaşama arzularını arttırmalarına yardımcı olurken, egzistansiyalizm insanların özgür ve bağımsız düşünebilmelerini, karar verebilmelerini ve hayatları üzerinde kontrol sahibi olabilmelerini teşvik eder. Bu felsefeler, hayatımızın her alanında uygulanabilir. Kişisel hayatta, iş hayatında, sanatta, edebiyatta ve diğer birçok alanda, insan varoluşunun anlamı ve değeri hakkında düşüncelerimizi şekillendirebilir ve daha anlamlı bir hayat yaşamamıza yardımcı olabilir. Bu videomuzda sizlere Egzistansiyalizm felsefesi ile ilgili bilgiler vermeye çalıştık. Videomuzu izledikten sonra like atmayı, düşünce ve fikirlerinizi yorumlarda belirtmeyi ve kanalımıza abone olmayı unutmayınız.
Bugünkü videomuzda meritokrasi konusunu ele alacağız. Meritokrasi, insanların yeteneklerine ve çalışmalarına dayalı olarak ödüllendirildiği bir sistemdir. Bu sistemde, insanların sosyal sınıfı, cinsiyeti veya diğer özellikleri değil, yetenekleri ve iş performansları belirleyici faktörlerdir. Meritokrasi kavramı, toplumumuzun geleceği için önemlidir. Yetenekli ve çalışkan bireylerin ödüllendirilmesi, iş verimliliğini artırır ve toplumun gelişmesine yardımcı olur. Ancak, meritokrasiye geçiş yapmak kolay değildir ve belirli zorluklarla karşılaşılabilir. Bu video, meritokrasinin avantajlarını ve dezavantajlarını ele alacak, ayrıca meritokrasiye geçiş yapmanın nasıl mümkün olduğunu tartışacaktır. Kanalımızda, toplumun farklı konularını ele alan videolar bulabilirsiniz. Eğer kanalımızı takip etmek isterseniz, lütfen abone olun ve videomuzu beğenmeyi unutmayın. Ayrıca, discord sunucumuza katılarak tartışmaya katılabilir ve görüşlerinizi bizimle paylaşabilirsiniz. Teşekkür ederiz ve iyi seyirler!
CRISPR teknolojisi, son yılların en heyecan verici gelişmelerinden biri olarak kabul edilir. Bu teknoloji, DNA'yı doğrudan düzenleme yeteneği sayesinde birçok hastalığın tedavisinde umut vadetmektedir. CRISPR, Clustered Regularly Interspaced Short Palindromic Repeats kelimelerinin kısaltmasıdır. Bu teknoloji, bakterilerin savunma mekanizmasını taklit ederek çalışır. Bakteriler, virüslere karşı savunmasını bu mekanizma sayesinde sağlar. CRISPR, DNA'daki belirli hedefleri tanıyabilen bir enzim olan Cas9 ile birlikte kullanılır. Bu sayede, Cas9 enzimi, belirlenen hedef DNA dizisini keser ve istenilen değişiklikler yapılabilmektedir. CRISPR teknolojisi, genetik hastalıkların tedavisinde büyük bir umut kaynağıdır. Örneğin, Duchenne kas distrofisi gibi bazı genetik hastalıkların tedavisi için CRISPR kullanılmaktadır. Bunun yanı sıra, CRISPR, kanser tedavisi ve tarımda da kullanılmaktadır. Ancak, CRISPR teknolojisi ile yapılan müdahalelerin etik boyutu da tartışma konusudur. Bu teknolojinin kötüye kullanımı, genetik olarak değiştirilmiş organizmaların üretilmesi gibi riskleri de beraberinde getirebilir. Sonuç olarak, CRISPR teknolojisi, tıp ve tarım alanındaki birçok alanda umut vadetmektedir. Ancak, etik ve güvenlik konularının da dikkate alınması gerekmektedir. Kanalımızda daha fazla ilginç bilgi ve son gelişmeler hakkında bilgi edinmek için lütfen abone olun ve videomuza like atın^^
Bu videomuzda sizlere; Kara delikler hakkında güzel bir belgesel hazırladık. Astrofizikte, çekim alanı her türlü maddesel oluşumun ve ışınımın kendisinden kaçmasına izin vermeyecek kadar güçlü olan büyük kütleli bir gökcismi ve kütleçekim alanlarıdır. Aslına bakarsak kara delikler, ölü yıldızların ta kendisidir. Çünkü büyük kütleli bir yıldızın yakıtı sona erdiğinde, kendi üzerine çöker ve bunun sonucunda işte kara delik meydana gelir. Bu videoyu beğendiyseniz, sizden ricamız kanalımıza abone olup videoya like atmanızdır.
Merhaba! Bu videomuzda, maymunların sosyal davranışlarını ve hiyerarşik yapılarını, iletişim yöntemlerini ve davranış değişikliklerini keşfedeceğiz. Öncelikle, maymunların hayatlarına dair genel bilgileri edineceğiz ve hangi türlerin sosyal hayatta daha fazla önem taşıdığını öğreneceğiz. Ardından, maymunların sosyal davranışlarını ve ilişkilerini inceleyeceğiz. Bu konuda, maymunların grubun içindeki hiyerarşik yapılarına, rekabet ve işbirliği gibi davranışlarının özelliklerine, cinsiyet ve yaşa göre farklılıklarına ve duygusal davranışlarının nasıl sergilendiğine dair bilgiler paylaşacağız. Daha sonra, maymunların iletişim yöntemleri hakkında konuşacağız. Bu konuda, yüz ifadeleri, beden dili, ses tonu ve sesler gibi iletişim biçimlerini inceleyeceğiz. Ayrıca, bu iletişim yöntemlerinin nasıl bir arada kullanıldığına ve hangi durumlarda hangi yöntemlerin kullanıldığına dair örnekler vereceğiz. Son olarak, maymunların davranış değişikliklerini inceleyeceğiz. Bu konuda, bir grup içindeki değişen sosyal hiyerarşilerin, yeni ortamlara uyum sağlamalarının ve diğer türlerle olan etkileşimlerinin nasıl davranış değişikliklerine yol açtığına dair bilgiler paylaşacağız. Eğer siz de maymunların sosyal hayatı hakkında daha fazla bilgi edinmek isterseniz, kanalımdaki diğer videolara göz atabilirsiniz. Ve unutmayın, bilim dolu videolarımı kaçırmamak için kanalıma abone olmayı ve bildirimleri açmayı unutmayın. Görüşmek üzere!
Bu videomuzda sizlere, "İntikam Psikolojisi Nedir? - İntikam Psikolojisi ve Adalet Kavramı - İntikam Ahlakı" başlıklarını anlattık. İntikam almak iyi midir veya kötü müdür? İntikam, insan ruhuna iyi gelir mi? Bu başlıkların ve soruların cevabı videomuzda mevcut.
Nietzsche, Joker ve Batman arasında ilginç felsefi bağlantılar bulunmaktadır. Bu üç karakter, insan doğasının farklı yönlerini ve toplumsal düzenin karmaşıklığını temsil eder. Nietzsche, felsefesiyle insanın özgürlüğünü ve kendi kendini yönetebilme kapasitesini önemser. Ayrıca güç, irade ve aşkınlaşma gibi kavramlar üzerinde durur. Joker, tamamen bu felsefeye zıttır. Onun dünyasında, insanlar kaotik, anlamsız ve çılgınca davranışlar sergiler. Joker, toplumun kabul ettiği değerleri reddeder ve kendi değerlerini yaratır. Bu nedenle, Joker, Nietzsche'nin felsefesine karşıt bir karakterdir. Batman ise, Nietzsche'nin felsefesine daha yakındır. Batman, kendi iradesiyle hareket eder ve gücünü kullanarak adaleti sağlamaya çalışır. Ayrıca, kendi sınırlarını aşarak kendini geliştirir ve zorluklarla mücadele eder. Batman, Nietzsche'nin "Üstinsan" kavramına benzer bir karakterdir. Kendi kendini yönetebilme kapasitesine sahiptir ve güçlü bir iradeye sahiptir. Bu üç karakterin felsefi bağlantıları, insan doğasının karmaşıklığını ve toplumsal düzenin sınırlarını sorgulamamıza yardımcı olur. Joker, insanın içsel kaosunu ve toplumun kabul ettiği değerleri reddetmenin sonuçlarını gösterir. Batman ise, insanın kendini aşma kapasitesini ve güçlü bir iradeyle hareket etmenin önemini vurgular. Sonuç olarak, Nietzsche, Joker ve Batman arasındaki felsefi bağlantılar oldukça ilginçtir. Bu karakterler, insan doğasını ve toplumsal düzeni sorgulamamıza yardımcı olurlar. Eğer siz de bu konularla ilgileniyorsanız, Nietzsche'nin felsefesi, Joker'ın kaosu ve Batman'in iradesi üzerine daha fazla okuma yapabilirsiniz. Eğer bu konularla ilgili daha fazla felsefi tartışma yapmak isterseniz, yorumlar bölümünde görüşlerinizi paylaşabilirsiniz. Ayrıca, felsefeye olan ilginizi daha da derinleştirmek isterseniz, felsefe konulu kitapları inceleyebilirsiniz.
Empirist Spotify kanalına hoş geldiniz! Bugün, sizlere Nicola Tesla'nın etkileyici bir projesi olan Wardenclyffe Telsizi hakkında heyecan verici bilgiler paylaşacağız. Belki de adını duydunuz, ancak Wardenclyffe Telsizi, elektrik dehası Nicola Tesla'nın unutulmaz projelerinden biriydi. O, kablosuz iletişim ve enerji transferi konusunda devrim yaratmayı hedefleyen bir vizyonerdi. Peki, bu projenin detayları nelerdi ve nasıl çalışacaktı? İşte size tüm bu soruların yanıtlarını sunacağız!
Bu videomuzda sizlere, adalet kavramının mitolojik tanımlarından günümüze kadar olan güncel halini anlattık.Adalet kelimesinin etimolojik kökeni Arapça'dan gelme "ADL" kelimesidir.Adalet, insanlar arasındaki doğruyu ve hakkaniyeti sağlayan kavramdır.Genel anlamıyla adalet bir kimsenin davranışlarının ahlak kurallarına uygun olup olmaması anlamına gelmektedir.Adaletin korunması ve uygulanması, insanlar arasında dürüstlük, eşitlik ve hakkaniyeti sağlamak için çok önemlidir.Bu kavramın önemi, insanlar arasındaki ilişkilerin düzgün ve adil bir şekilde işlemesini sağlar. KATIL butonumuzu aktif ettik.Sizlerin destekleriyle ileri düzey araştırmalarımız devam edecektir."Araştırmalarınızda benim de çorbada tuzum olsun" diyorsanız aşağıdaki linkten KATIL üyelikleri hakkında bilgi edinebilirsiniz.Öğrenci dostlarımız için de paketimiz mevcuttur. KATIL üyeliklerimizi incelemek için: https://www.youtube.com/channel/UCDvmMBEAV1hBSqYXdP9ZdWg/join Discord sunucumuza aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz: https://discord.gg/fSdgMTuW KAYNAKÇA The Oxford handbook of ancient Greek religion Theogonia, Hesiodos Türk Dil Kurumu Büyük Türkçe Sözlük MİTOLOJİDE ADALET İMGELERİ- Özgür Küçüktaşdemir #hukuk #adalet #mitoloji #tarih #felsefe #enki #maat #samash #themis #dike #justitie #hukukokumak #hukukdersleri #yunanmitolojisi #mısırmitolojisi #sümerler #zeus #antikmısır #nemesis #nyx #gaia #uranus #platon #kant #immanuelkant
Bu videomuzda size Dante'nin "İlahi Komedya" adlı eserini ve bahsi geçen cehennem kavramını anlatacağız.Dante bu kitabında bizlere cehennemin katlarını ayrıntılı bir biçimde betimleyerek anlatmıştır.İtalyan şair Dante Alighieri, otuz beş yaşında iken 7 Nisan gecesi uyuduğu sırada nasıl gittiğini bilemediği bir anda kendini karanlık bir ormanda bulur.Karanlık ormanda kendi başına kaybolmuş halde gezinirken Romalı şair Vergilius, Dante'yi karşılar ve Cehenneme birlikte giderler.Mısır Kraliçesi Kleopatra, Yunanlı Prenses Helena ve Truva savaşının en ünlü kahramanı Akhilleus gibi birçok tanınmış insanlar burada azap çekmektedirler. Kaynakçalar Dante-İlahi Komedya-Altın Kitaplar İncil- Yeni Yaşam Yayınları Batı Edebiyatında Edebi Akımlar- İsmail Çetişli- Akçağ Yayınları TDV-İslam Ansiklopedisi- İlahi Komedya #dante #ilahikomedya #felsefe #tarih #edebiyat #din #mitoloji #hristiyanlık #cehennem #tasvir #alegori #ortaçağ #empirist
PETER PAN SENDROMU Bu videomuzun konusu, yaşam boyu gelişim literatüründe yer alan Peter Pan Sendromu kavramının, tanımı, nedenleri ve özellikleri hakkında kısa bir değerlendirme yapmaktır.Terim 1983 yılında ilk olarak psikanalist Dan Kiley tarafından ortaya atılmıştır. Peter Pan ismi ise ünlü çocuk romanından gelmektedir. Hepimiz Peter Pan’a aşinayız. büyümek istemeyen halleri onun en belirgin özelliklerinden biridir. Yapılan araştırmalara göre 1980 ve sonrası yıllarda doğmuş olan bireylerde görülmektedir. Bu sendromdan muzdarip kişiler, yetişkin oldukları halde çocuk gibi davranışlar sergilemekte ve çocukluk döneminde karşılaşılan narsist ve egosantrik belirtilerin üstesinden gelmekte dahi epey zorlanırlar. Sendrom , sorumluluk ve görevlerin arttığı yaşlarda yani 25 ila 40'lı yaşlar arasındaki erkeklerde etkisini göstermeye başlıyor. Bu sendroma sahip insanlar, sorumluluk altına girmekten ve birine bağlı kalmaktan oldukça korkarlar. Sorumluluk alma ve bağlılık gerektiren durumlarda ise özgürlüklerine katı bir engel konuluyormuş hissine kapılarak o durumdan uzaklaşmaya çalışırlar. Genellikle evlilikten ve sonrasında da çocuk sahibi olma gibi aşırı sorumluluk gerektiren konularından kaçmaya çalıştıkları görülmektedir. Aşırı korumacı aile yapısında büyüyen çocuklarda görülen bu sendrom, kişilerin kendilerini geliştirememesine ve asıl potansiyellerini bir türlü ortaya çıkartamaması gibi durumlara yol açmaktadır. Bu kişiler tıpkı Peter Pan gibi hayal dünyalarında kurduklarını kendi ütopyalarını ararlar. Nasıl olgunlaşacakları ve sorumluluk almayı öğrenecekleri gibi sorunları çözmek yerine, iç çatışmalardan kaçarak kendi hayal dünyalarına çekilirler ve maddi konular ile başa çıkma konusunda sorun yaşayabilirler. Tüm bunlarla birlikte Peter Pan bir psikoloji sendromudur ve kendini gösterme şekli kişiden kişiye değişebilmektedir, fakat tipik davranışsal belirtileri şu şekilde sıralanabilir. Nostalji özleminin aşırı durumda olması: Çocukluk anılarına ve o rahatlığa dönmek bu kişiler için bu bir takıntı haline gelebilir. Bu kişiler, zamanlarının büyük bir kısmını geçmişe çok fazla bakarak geçirdikleri için geleceğe adım atmaktan veya dünyadaki değişimlere uyum sağlamaktan korkabilirler. Kaynakça PETER PAN SENDROMU: BUGÜNÜN GENÇLERİ VE YETİŞKİNLİKTEN KAÇIŞ - Elif AKARDAŞ KARATAŞ Peter Pan Sendromu - Dr. Erhan İncel Peter Pan Sendromu - Psikolog Elçin Eraşık Kiney D. The Peter Pan Syndrome: Men Who Have Never Grown Up. #bilim #peterpan #psikoloji
Çin Tarihinde Konfüçyüs Ve Konfüçyüscülük “Dinler Tarihine” baktığımızda bilim insanları “Coğrafya, Tarih ve Siyasi” etkilerinden dolayı “Batı Dinleri ve Doğu Dinleri” olarak ikiye ayrılmıştır. “Batı Dinlerini” daha çok “Yunan ve Roma” medeniyetleri oluştururken “Doğu Dinlerini” Hint, Japon ve Çin medeniyetleri oluşturur. Bugün bu video’da sizlere “Çin” medeniyetinde doğmuş ve oluşmuş olan “Konfüçyüs’ün” hayatını ve “Konfüçyüsçülüğü” anlatacağız. İlk olarak “Konfüçyüs” M.Ö. 552 yılında “Lu” eyaletinde doğmuştur. Asıl adı Qui, soyadı Kong, lakabı ise Zhonngni’dir. Çin’de Kong-Fuzi adıyla tanındı. Fuzi, “üstat, bilge, öğretmen, filozof” anlamlarına gelir. İsminin anlamı “Bilge-Filozof Kong”’dur. 3 Yaşındayken babasını kaybetmiştir ve bu nedenle de hayatı yoksulluk içinde geçmiştir. Otuzlu yaşlarına geldiğinde ise ailesini ve akrabalarını eğitmek amacıyla öğretmenliğe başlamış, daha sonrasında herkese eğitim vermek için okullar açtırmıştır. “Konfüçyüs” Hem halk hem de devlet tarafından destek görmüştür. “Konfüçyüs” “Çin’in ilk öğretmeni” olarak tarihte geçmiştir. Fakat şöhreti ancak elli yaşına kadar sürmüştür. Sevenleri kadar nefret edenleri de çok olmuştur. Bunun sebeplerinden birisi de Çin’de M.Ö. 6. Yüzyılda ortaya çıkmış olan “Taoizm” inancı ile pek çok kez sürtüşme yaşamasıdır. Çin’in ilk öğretmeni ve büyük bir bilgesi olan “Konfüçyüs” M.Ö. 479 yılında 73 yaşındayken hayata veda etmiştir. Hayatını kısaca bahsettiğimize göre şimdi ise ”Konfüçyüsçülük” nedir ve özellikleri nelerdir bunları anlatacağız. Öncellikle “Konfüçyüscülük” ile ilgili bilmemiz gereken en önemli bilgi tam anlamıyla din olmamasıdır. Din olması için öncelikle “Tanrı” tarafından getirilmiş emir ve yasakların olması gerekmektedir. Fakat “Konfüçyüs” öğrencilerine “Tanrı” fikrine dayandırmamıştır. Çin’de yaygın biçimde devam eden “Şangti” adlı tanrıya inanmışlardır. “Konfüçyüs” “Şangti” ismini değiştirerek “Tien” kelimesini getirmiştir. Fakat bu tanrı için ne bir kutsal kitap ne de emirleri vardır. “Konfüçyüs” için önemli ilke Ahlaklı olabilmektir. #konfüçyüs #taoizm #din #felsefe #china #asya
Bugün sizlere ahlakın neliği ve nasıl olması gerektiği üzerine bazı açıklamalarda bulunacağız. İlk olarak, Ahlak nedir ve Ahlakı Nasıl tanımlarız ? Ahlak kavramı genellikle kültürel, dinî, dünyevi ve felsefi topluluklar tarafından, insanların öznel olarak çeşitli davranışlarının doğru veya yanlış , iyi veya kötü olup olmadığını belirleyen bir yargı ve ilkeler sistemidir. Ayrıca, birey tarafından baskın görülen ve herkesin bu baskın kurallara tabii olmasını istediği davranışların bütünüdür. Etimolojik olarak Ahlak kavramının temeli nedir ? Ahlak arapça kökenli bir sözcük olup kişinin yaradılış, huy gibi karakteristik özellikleri anlamına gelmektedir. İngilizcede moral, morality bu anlamda kullanılır ve Latince aynı anlama gelen moralis sözcüğünden alıntıdır. sözcük Latince ''mor'' +alis sonekiyle "mizaç, terbiye, ahlak" anlaıma gelen sözcüklerden türetilmiştir. Ahlaktan bahsettik, Erdemden de bahsetmesek olmaz. Peki ya Erdem nedir ? Ahlakın övdüğü ve ahlaklı olmanın gerektirdiği niteliklerin ortak adıdır. Felsefi erdem terimi için , İnsanın ahlaksal olarak iyiye yönelmesi olarak bahsedebiliriz. Örnek olarak, İnsan en yüce iyiye ulaşmak ister, ancak bunun için erdemli olması gerekir. Erdemli kişi ahlakın tüm gerekliliklerini yerine getirerek bu yolda ilerler ve en yüce iyiye böyle ulaşır. Bu kısımda ise, Antikçağ Yunan Filozoflarından, Aristoteles ve Platon'un erdem kavramlarını kısaca açıklamaya çalışacağız. Platon ve Aristo'nun ahlâk görüşlerini anlamamız açısından, Antik Yunan'ın yaşam biçimine bakmamız önemlidir. Çünkü bireyler varoldukları çağın ilke ve kurallarına uygun ahlak anlayışlarına sahiptirler. Kimilerinin gerçekten özgür olabilmesi için ötekilerin köle olması gerekir. Aristo böyle demiştir, Fakat asıl demek istediği şudur; Onlar (yani köleler) ayakişlerini yapsınlar ki, biz yeryüzü ve gökyüzü hakkında daha çok bilgi edinebilecek vakti kendimizde bulalım. İnsan kendisini düşünmekten alıkoyan diğer eylemler ile gününün çoğunu harcarken evrenin sırrını çözmek pek mümkün olmayacaktır sanırım. Bu nedenle kölelik, aristokrat bir sınıfın egemen olduğuı Antik Yunan'da oldukça normaldi ve ahlaklı olan davranışsa bir köleye sahip olmanızdı. Aristoteles'in erdemli insan tanımı ise şu şekildedir ; Erdemli kişi gerektiği zaman, gerekli olaylara , gereken kişilere karşı, gerektiği için, gerektiği gibi davranarak orta olanı ve en iyiyi yapandır. O halde erdem aşırılık durumunda yanlış olan, eksik olmasında yerilen, ortası övülen ve karşılaşılan eylemlere göre verilebilecek en uygun tepkiyi vermektir. Kaynakça https://l24.im/OZg1 #din #ahlak #islam #hristiyan #hristiyanlık #ateizm #yahudilik #deizm #agnostik #tengri #panteizm #müslüman
Asırlar geçse dahi unutulmayacak bağımsızlık mücadelesi her zaman kutlanacak ve bu uğurda şehit olan bütün kahramanlarımız her zaman anılacaktır. “29 Ekim 1923” tarihinden buyana kutladığımız Cumhuriyetimizin 99. Yılında kurşun bittiği halde süngü takarak düşmanın üzerine giden, canı pahasına savaşan Şahin Bey, Sütçü İmam, Mareşal Fevzi Çakmak, Yörük Ali Efe, Yüzbaşı Seyfettin, Yeni bahçeli Şükrü ve ismini yazamadığımız daha nice kahramanlarımıza, Milli Mücadeledeki Kadın kahramanlarımızdan Ayşe Çavuş, Gördesli Makbule, Halime Çavuş, Halide Edip Adıvar, Tayyibe Hatun, Asker Saime… gibi nice kadın kahramanlarımızı, Sivas Lisesinde 1915 yılında bir tek mezun verememiş öğrencilerin tümünü ve en başta Mücadeleden hiçbir zaman vazgeçmeyen büyük liderimiz “Gazi Mustafa Kemal Paşayı” saygıyla anıyoruz! Bugün bu video’da Cumhuriyetin ışığında “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün eğitime verdiği önemi ve getirmiş olduğu yenilikleri anlatacağız. “Osmanlı İmparatorluğu” eğitimdeki aksaklıkları engellemek için 1869 yılında “Maarif-i Umûmiye Nizamnâmesi” yasasını hayata geçirmiştir. Bu yasa “Osmanlı İmparatorluğu'nun” genel eğitimi düzene koymak için getirdiği ilk kapsamlı yasadır. Bu yasayla birlikte “Sıbyan Mekteplerinde” kız ve erkek çocukların okuması zorunlu hale geldi ve Maarif-i Umumiye Nezareti açıldı. Fakat bu kanun eğitim alanında kısmi olarak yenilik getirmiştir. Eğitim veren “Medreselerin” çoğunlukla dini alanda eğitim vermesi ve özellikle “İstanbul” dışında yaşayan Anadolu halkının eğitim alamaması sıkıntı teşkil etmekteydi. “Gazi Mustafa Kemal Atatürk” ilk iş eğitimi tek bir çatı altında toplayarak yanlış fikirlerin eğitimde ortadan kalkması, özellikle İtilaf Devletlerinin eğitimde yaptığı propagandaların engellenmesi, eğitimin laikleştirilmesi ve özellikle de eğitimin bağımsız olması için çalışmalarına başladı. Vasıf Bey ve 57 arkadaşı, eğitimin tek ve bağımsız olması için hazırladıkları “Tevhid-i Tedrisat Kanunu” 2 Mart 1924 tarihinde Meclise sunuldu. “3 Mart 1924” tarihinde ise 430 sayılı “Tevhid-i Tedrisat Kanunu” Meclis tarafından kabul edildi. Bu kanunla birlikte bütün eğitim kurumları birleştirilmiş, eğitim laikleştirilmiş ve Medrese okulları kapatılmıştır. Fakat bu kanun tabikide tek başına yeterli değildi. Eğitimin en büyük sorunlarından biri de öncesinde bahsettiğimiz gibi okuma yazma oranının çok düşük olmasıydı. Osmanlı döneminde sadece “İstanbul” çevresinde eğitim verilmekteydi. Anadolu Halkıysa eğitim alamamaktaydı. “Osmanlı İmparatorluğu” tarafından “Arap” alfabesini kullanarak Osmanlı Türkçesi isimli yazı dili türetilmiştir. Osmanlı İmparatorluğunun “Arapça ve Farsça” kelimeleri Türkçeye katması sebebiyle dilde karışıklığa sebep olmuş . Medreselerde eğitim gören insanların bile yeni gelen kelimeler,deyimler ve atasözlerini öğrenmekte güçlük çekmesine sebep olmuştu.