
Kul: “Senin izzetini düşünerek zilletimle; azametini düşünerek hakirliğimle huzuruna geldim. Kimseye bel kırmayan, boyun bükmeyen ben, Senin için belimi de kırıyor, boynumu da büküyorum. Gururumu, Sana yapılan secdenin ruhanîliğiyle ayaklar altına alıyor ve yüzümü yerlere sürüyorum. Çünkü Sen Mâbud’sun, ben abdim, Sen Hâlık’sın ben mahlukum. Bütün fakirliğimi ilân ederek Senin huzuruna geldim. Çünkü Sen bana bir akıl, bir meyil, bir şuur verdin ve bunları topladın, vicdanıma rükün yaptın. Vicdanım Sana karşı minnet ve senâlarını eda etmek istiyor. Bütün kâinat şahit olsun ki, ben kulum ve işte bununla şeref duyuyorum.”