
“Allah sırat-ı müstakîmi size şu misalle anlatıyor: O, inişli çıkışlı bir köprü ve bir yoldur. Ve o köprünün kenarlarında sur ve sınırlar, bir de dışarıya açılan kapı ve pencereler vardır. Kapıların üzerinde de örtülmüş örtüler mevcuttur. Her kapının yanında birisi: ‘Ey İnsanlar! Doğru yola girin ve zinhar eğri büğrü yaşamayın!’ demektedir. Bir de köprünün üzerinde birisi vardır ki, o da, insan o kapılardan birisini açıp dışarıya çıkmak ve dışarıya bakmak istediği zaman: ‘Sakın kapıyı açma!’ der. Dikkat edin, Sırat, o inişli çıkışlı yol, İslâm’dır. Etrafındaki surlar, Allah’ın tayin buyurduğu şeriat sınırlarıdır. O kapılar da haramlardır. Allah’ın yasak ettiği şeylere o kapılardan çıkmakla girilir. (Onun içindir ki hadislerde, “Ahir zamanda çıkacak Deccal ve Süfyan’ı görmek üzere başını dışarıya çıkaran kimselerin boynuzları çıkacak ve bir daha kafalarını içeriye alamayacaklar.” şeklinde zayıf da olsa rivayetler var... Yani insan başını şeriatın sınırları dışına çıkardığı zaman bir daha içeriye alması belki de çok müşkil olacaktır. O kapılar Allah’ın haramlarıdır.) Sırat üzerinde bağırıp çağıran ve doğru yola girilmesini emreden, Kur’ân-ı Mu’cizu’l-Beyan’dır. Sırat üzerinde seslenen ise Müslümanın vicdanıdır.”