
İnsan hem hâmiddir, hem de mahmuddur, yani hem hamd eden, hem de övülendir. O, Cenâb-ı Hakk’a karşı yerine getirdiği hamdiyle hâmid, gökte ve yerde övülüp medhedilmesiyle de mahmuddur. Zaten kâinatın hulâsası ve Beşeriyetin İftihar Tablosu’nun isimleri olan “Ahmed, Mahmud ve Muhammed” kelimeleri de hep “hamd” masdarının etrafında dönüp durmaktadır.