
Ateşin yakması ve zehrin öldürmesi, bunların kendi özelliklerinden değildir. Ateşte yakıcılık, zehirde öldürücülük birer kanundur ve bu kanunları yaratan da Allah’tır. Onun içindir ki bir insan “Ateş bizatihi yakar.” veya “Zehir bizatihi öldürür.” dese, Allah korusun, ehl-i dalâlet olur ve Ehl-i Sünnet’ten ayrılır. Ateş, ancak Allah’ın dilemesiyle yakabilir. Nitekim Hz. İbrahim’i yakamamıştı. Zehir ancak Allah’ın dilemesiyle öldürebilir. Nitekim zehir Bişr’i (radıyallâhu anh) öldürdüğü hâlde Resûlullah’ı (sallallâhu aleyhi ve sellem) öldürememişti. Bu hâdiseler gösteriyor ki fiilleri yaratan ancak ve ancak Allah’tır. Allah’a inanan her insan, bunu bu şekilde kabul etme mecburiyetindedir. Maddesiyle dünyaya bağlı olan insan, ancak böyle bir imanla semaya doğru merdiven merdiven yükselir. Devamlı onu mâbede doğru sevk eden gizli bir kuvvet vardır ve o, ibadet edemediği an ve zamanlarda tarifi mümkün olmayan bir vicdan azabıyla karşı karşıyadır. Sanki onu yüceliklere ve yüce ufuklara doğru sevk eden itici ve çekici bir kuvvet var da o, onlarla ufuk ufuk huzur aramaktadır.