
Neden aldatılıyoruz...
işkilerdeki sadakat ve sadakatsizlik kavramlarını, özellikle de evlilik kurumunun bu kavramlarla olan bağını incelemektedir. Konuşmacı, sadakati bir kişiye bağlılık ve kişinin inandığı değerlere uygun davranmak olarak tanımlarken, sadakatsizliği duygusal, bedensel ve finansal bağlılığın ihlali olarak ele alır. Metin, evliliği güven, dürüstlük ve bağlılık üzerine kurulu monogam bir "kontrat" olarak konumlandırarak, bu kontratın ihlal edilmesinin yol açtığı büyük güven kaybını vurgular. Yazar, duygusal değişimin suç olmadığını ancak partneri bilgilendirmeden gizlice hareket etmenin ihanet olduğunu belirtir ve medyada aldatmanın normalleştirilmesini eleştirir. İhanet sonrası ilişkinin devam edebilmesi için, suç işleyen tarafın, yeni bir güven zemini oluşturmak amacıyla partnerin tüm sorularını yanıtlayarak geçmişi tamamen "paketleyip kaldırması" gerektiği ifade edilir. Bu süreç tamamlandıktan sonra, ilişkinin hak eşitliği ilkesiyle sürdürülmesi, sürekli suçlama yoluyla mağduriyetin suistimal edilmemesi gerektiği sonucuna varılır.