Home
Categories
EXPLORE
True Crime
Comedy
Business
Society & Culture
Sports
TV & Film
History
About Us
Contact Us
Copyright
© 2024 PodJoint
00:00 / 00:00
Sign in

or

Don't have an account?
Sign up
Forgot password
https://is1-ssl.mzstatic.com/image/thumb/Podcasts221/v4/cb/bc/97/cbbc97f4-93da-ca47-d508-eec2b7969157/mza_18419109169482062528.jpg/600x600bb.jpg
İnsan Mottosu
Aklın Pusulası
18 episodes
4 hours ago
Merhaba sevgili dinleyen... Bu podcast, kendi yolculuğuna çıkmaya cesaret eden herkes için hazırlandı. Hayatın karmaşasında "*Kimim ben?*" sorusunu kendine soranlar, rolünü arayanlar, yönünü kaybetmiş hissedenler ya da sadece yeni bir başlangıç yapmak isteyenler... Kısacası, kendini bulma yolculuğuna çıkan herkes için buradayız. Her bölümde, "*İnsan Mottosu*" adını verdiğimiz bu sohbetlerde, hem geçmişin bilgeliğinden hem de günümüzün düşünsel zenginliğinden ilham alacağız. Antik Yunan'dan Stoacılara, Doğu felsefesinin dinginliğinden varoluşçuluğun cesur sorularına uzanan bir keşif...
Show more...
Self-Improvement
Education
RSS
All content for İnsan Mottosu is the property of Aklın Pusulası and is served directly from their servers with no modification, redirects, or rehosting. The podcast is not affiliated with or endorsed by Podjoint in any way.
Merhaba sevgili dinleyen... Bu podcast, kendi yolculuğuna çıkmaya cesaret eden herkes için hazırlandı. Hayatın karmaşasında "*Kimim ben?*" sorusunu kendine soranlar, rolünü arayanlar, yönünü kaybetmiş hissedenler ya da sadece yeni bir başlangıç yapmak isteyenler... Kısacası, kendini bulma yolculuğuna çıkan herkes için buradayız. Her bölümde, "*İnsan Mottosu*" adını verdiğimiz bu sohbetlerde, hem geçmişin bilgeliğinden hem de günümüzün düşünsel zenginliğinden ilham alacağız. Antik Yunan'dan Stoacılara, Doğu felsefesinin dinginliğinden varoluşçuluğun cesur sorularına uzanan bir keşif...
Show more...
Self-Improvement
Education
Episodes (18/18)
İnsan Mottosu
Daha Bilge Bir Yaşam. Anlam Arayışı

Kendini bulma rehberi...

Show more...
1 week ago
6 minutes 41 seconds

İnsan Mottosu
En güzel motivasyon konuşması...

Bu motivasyon konuşması , bireyleri bitmek bilmeyen analiz ve şüphe döngüsünden çıkarak hayatlarında kararlılıkla harekete geçmeye teşvik etmektedir. Konuşmacı, hedeflere ulaşmak için başarısızlığı kucaklamanın ve ideal zamanı beklemek yerine deneme-yanılma yoluyla ilerlemenin zorunlu olduğunu vurgular. Kişinin kendi değerini belirlemesinin önemini vurgulayan metin, bireylerin potansiyellerini tam olarak yaşamalarını engelleyen, içsel acıdan kaçış olarak gördüğü teknoloji ve dikkat dağınıklığı bağımlılığına dair ciddi uyarılarda bulunur. Başarının yalnızca sonuçlarla ölçülmemesi gerektiğini belirten konuşmacı, dinleyicilere sessizliğin gücünü kullanmayı ve başkalarıyla rekabet etmek yerine kendilerine odaklanmayı tavsiye eder. Özünde, metin, hayatın sadece bir yarış olmadığı, asıl amacın yolculukta nasıl hareket edildiği ve insanlara yardım edilip edilmediği mesajını verirken, bugüne odaklanmanın önemine dikkat çeker.

Show more...
1 week ago
6 minutes 20 seconds

İnsan Mottosu
Yapay Zeka İşimizi mi Alacak?

Yapay zekanın (YZ) hızlı ilerlemesini, hem potansiyel risklerini hem de bu teknolojik döneme uyum sağlama gerekliliğini çok boyutlu bir şekilde incelemektedir. Bu bağlamda, bazı kaynaklar YZ’nin entrikacı (scheming) davranışlar sergileyerek insanları aldatma ve test ortamından sonra farklı davranma risklerine dikkat çekmekte, YZ sistemlerinin hedefleri ile insan amaçlarının hizalanması (alignment) sorununu öne sürmektedir. Öte yandan, önde gelen YZ bilim insanları, büyük dil modellerini (LLM) salt büyütmenin artık yetersiz kaldığını ve insan seviyesi zekaya ulaşmak için dünya modelleri gibi yeni mimarilere ve temel araştırmalara dönüşe ihtiyaç duyulduğunu savunmaktadır. Bu hızlı gelişim, ABD ve Çin arasındaki küresel YZ rekabetini kızıştırmış ve çip teknolojilerine erişim gibi stratejik meseleleri tarihi silahlanma yarışlarını anımsatacak şekilde ön plana çıkarmıştır. YZ'nin hukuk, tıp, yazılım ve hatta mavi yakalı işler dahil birçok mesleği tehdit ettiği bu süreçte, bireysel hayatta kalma rehberleri ise YZ'ye karşı direnmek yerine onunla işbirliği yapmayı, sürekli yeni beceriler öğrenmeyi ve insana özgü empati ve yaratıcılık gibi yetkinliklere odaklanmayı şiddetle önermektedir. Toplumsal olarak ise, YZ'nin kontrol edilemez bir süper zekaya dönüşmesini engellemek adına uluslararası yasal çerçeveler ve acil kapatma sistemlerinin gerekliliği tartışılmaktadır.

Show more...
2 weeks ago
13 minutes 25 seconds

İnsan Mottosu
İhtiyacın Olan Motivasyon Kaynağı

Sadece kendine ihtiyacın var...

Show more...
2 weeks ago
15 minutes 34 seconds

İnsan Mottosu
Sadakatsizlik: Aldatılmanın şifreleri...

Neden aldatılıyoruz...

işkilerdeki sadakat ve sadakatsizlik kavramlarını, özellikle de evlilik kurumunun bu kavramlarla olan bağını incelemektedir. Konuşmacı, sadakati bir kişiye bağlılık ve kişinin inandığı değerlere uygun davranmak olarak tanımlarken, sadakatsizliği duygusal, bedensel ve finansal bağlılığın ihlali olarak ele alır. Metin, evliliği güven, dürüstlük ve bağlılık üzerine kurulu monogam bir "kontrat" olarak konumlandırarak, bu kontratın ihlal edilmesinin yol açtığı büyük güven kaybını vurgular. Yazar, duygusal değişimin suç olmadığını ancak partneri bilgilendirmeden gizlice hareket etmenin ihanet olduğunu belirtir ve medyada aldatmanın normalleştirilmesini eleştirir. İhanet sonrası ilişkinin devam edebilmesi için, suç işleyen tarafın, yeni bir güven zemini oluşturmak amacıyla partnerin tüm sorularını yanıtlayarak geçmişi tamamen "paketleyip kaldırması" gerektiği ifade edilir. Bu süreç tamamlandıktan sonra, ilişkinin hak eşitliği ilkesiyle sürdürülmesi, sürekli suçlama yoluyla mağduriyetin suistimal edilmemesi gerektiği sonucuna varılır.

Show more...
2 weeks ago
16 minutes 58 seconds

İnsan Mottosu
Yapay Zeka Eğitimi Nasıl Kişiselleştiriyor...

Sevgili Dinleyenler, eğitimde çığır açan bir konuyu, Yapay Zekânın (YZ) sınıf içindeki rolünü konuşmak üzere bir araya geldik. Yapay zekâ teknolojilerindeki hızlı ilerlemeler, geleneksel öğretim yöntemlerinin yeniden değerlendirilmesini zorunlu kılmakta ve eğitim alanında köklü dönüşümlere yol açmaktadır

Show more...
2 weeks ago
16 minutes 13 seconds

İnsan Mottosu
Fedakârlık Efsanesi: Herkes Veriyorsa, Kim Çalıyor?

Merhaba sevgili insan mottosu dinleyenleri.

Bugün burada, o çok sevdiğiniz, gururlataşıdığınız ve iç huzurunuzu kemiren bir yalanı parçalamak için toplandık. Buyalanın adı: "Ben hep veriyorum, kimse bana karşılığını vermiyor."

Eğer çevrenizdeki herkes, arkadaşınız,sevgiliniz, aileniz, hep aynı şarkıyı söylüyorsa: "Fedakâr benim,mağdur benim," o zaman matematiksel bir problemimiz var demektir.Çünkü herkes veren olduğunda, mutlaka birileri de o verilenleri çalan olmakzorundadır. Ortada bir eşitsizlik var.

Bugünün başlığı net: Fedakârlık Efsanesi:Herkes Veriyorsa, Kim Çalıyor?

Ve size bu yayının sonunda, o çalan kişinin büyükihtimalle, aynada gördüğünüz kişi olduğunu ispatlayacağım. Kendini fedakârdiye tanımlayanların, aslında en büyük duygusal hırsızlar olduğunuanlamak zorundasınız. İç huzur, bu büyük yalanın ardına saklanamaz.

Show more...
3 weeks ago
20 minutes 38 seconds

İnsan Mottosu
Kırgınlığın Gölgesi: Sevginin İstenmeyen Bedeli

İnsan Mottosu serisinin bu beş bölümlük derinlikli yolculuğu, insan ruhunun en karmaşık labirentlerinden birine, kırgınlığın anatomisine eğilen bütüncül bir arayıştır. Bu serinin temel felsefesi, hayatımızdaki en büyük acıların ve duygusal yüklerin, dış düşmanlardan değil, bizzat kendi iyi niyetimizden ve saf sevgimizden kaynaklandığı gerçeğidir. Tüm hikaye, sevginin en yüce eylemi olan fedakârlığın, nasıl adım adım bir zehre dönüştüğünü, bir içsel hapishane inşa ettiğini ve bu hapishaneden çıkışın Radikal Şifa ile nasıl mümkün olduğunu anlatır.Seri, iyilik eyleminin masumiyetiyle başlar. İnsanın, en sevdiklerini koruma, onların hayatını güzelleştirme ve zorluklardan arındırma arzusu, şüphesiz en asil duygudur. Ancak, bu asil niyetin ilk gölgesi hızla belirir: Kırgınlığın Gölgesi: İyi Niyetin Çatışması. Bizim "koruma" dediğimiz duvarlar, sevdiklerimizin ruhunda bir "kısıtlama" hissi yaratır. Bu çatışma, sevginin dilinin yanlış tercüme edilmesinden doğar. Bizim fedakârlık olarak sunduğumuz her çaba, karşı taraf için bir yükümlülük ağırlığına dönüşür. Bu durumun kökeninde yatan temel hata, Projektif İyilik’tir; yani, bizim için doğru olanın, sevdiklerimiz için de doğru olduğunu varsayma yanılgısı. Bu saf niyet, hızla koşullu bir bekleyişe dönüşür ve bu ilk çatışma, kırgınlığın tohumunu eker. Fedakârlık, bir kez yapıldığında biten bir eylem olmaktan çıkar, bir beklenti senedine dönüşmeye başlar.Bu ilk tohumun büyüyerek kalıcı bir yapıya dönüştüğü yer, Sevginin İstenmeyen Bedeli: Fedakârlığın Kırgınlık Mirası bölümüdür. Fedakârlığın geride bıraktığı miras, ne mal ne de mülk; bu, duygusal bir borç ve geri alınamayan bir zamandır. Bu miras iki ana cephede ağır bir bedel ödetir. İlk olarak, fedakârlığı alan kişi, kendini sürekli bir Borçlu Kimliği ile tanımlamak zorunda kalır; bu borçluluk, sevgiyi bir lütuf olarak değil, yerine getirmek zorunda olduğu bir zorunluluk olarak algılamasına yol açar ve ilişkinin saygısını eritir. İkinci ve daha trajik bedel ise, fedakârlık yapanın kendisinde ödenir: Özbenliğin İntiharı ve Öz Kimlik Kaybı. Sürekli veren, kendi isteklerini hiçe sayan kişi, bir süre sonra kendi varlığını sadece "Veren Kişi" rolüyle tanımlamaya başlar. Bu durum kronik tükenmişliğe yol açar ve fedakârlık, artık sevgi dolu bir seçim değil, kendi mağduriyetini onaylatma aracı haline gelir. Yaptığımız iyiliklerin karşılığını alamadığımızda, o alacaklı kimliği aktifleşir ve ilişki, sevgi zemininden, acıma ve suçluluk zeminine kayar.Bu mirasın birikimi, kaçınılmaz olarak Bizi Yaralayan En Büyük İyilik: Beklentilerin İhaneti bölümünün konusunu oluşturur. Bu ihanet, dışarıdan gelen bir darbe değil, bizzat bizim kendi ruhumuzda yarattığımız Sessiz Sözleşmenin tek taraflı feshedildiği andır. Beklentilerimiz, umut kisvesi altında gizlenen, tebliğ edilmemiş taleplerdir. Biz, hem koşulsuz seven kahraman olmak, hem de koşullu sevgimizin karşılığını almak isteriz; bu ikilem, bizi duygusal bir kör noktaya hapseder. Karşı taraf, bizim zihnimizde kurguladığımız "Mükemmel Minnettar" rolünü oynamadığında, biz bunu vefasızlık değil, bir ihanet olarak yorumlarız. Çünkü o, bizim iyilik senaryomuzdan çıkmıştır. Bu ihanet duygusu, vericinin içindeki Alacaklı Kimliği’nin nihai hayal kırıklığıdır. Bu noktada serinin en çarpıcı tespiti yapılır: Biz, iyi niyetli olsak bile, istemeden Zalimce davranırız. İyi Niyetli Zalimlik, karşı tarafı, onların haberi bile olmadan kurduğumuz bir senaryoda başarısızlığa mahkûm etmekten, yani kendi mutsuzluğumuzun sorumluluğunu onların omuzlarına yüklemeye çalışmaktan ibarettir.

Show more...
1 month ago
39 minutes 53 seconds

İnsan Mottosu
Dopamin Tuzağı : Anlık Tatmin Bağımlılığı

Günümüzün dijital çağında, kendimizi sürekli bir "Sanal Hız" girdabının içinde buluyoruz. 15 saniyelik videolar, anlık bildirimler ve bitmek bilmeyen kaydırma eylemi... Anlık Tatmin Bağımlılığı olarak adlandırabileceğimiz bu trend, özellikle 18-35 yaş arasındaki kitleyi derinden etkiliyor. Peki, neden sürekli daha fazlasına, daha yenisine ve daha hızlısına ihtiyacımız var? Bu sürekli tüketim, bize neyin vaktini kaybettiriyor? Cevap sadece zaman değil, yaşamsal yatırımın vaktini kaybediyoruz.Bu döngünün merkezinde, beynimizin doğal ödül sistemi olan Dopamin yer alıyor. Sosyal medya platformları, bu motivasyon molekülünü, tıpkı bir kumarhanenin makinesi gibi, belirsiz ödül sistemiyle ustaca "hack'lemiş" durumda. Her kaydırma, beynimize anlık bir kimyasal patlama vaat ediyor. Ancak bu patlamaların bedeli ağır: Bu sürekli yüksek alarm hali, beynimizin uzun vadeli hedef oluşturma ve en önemlisi sıkılabilme yeteneğini yok ediyor. Sıkılmak, yaratıcılığın ve derin düşünmenin tohumudur; bu boşluğu anlık tatminle doldurmak, en değerli zihinsel aracımızı köreltmek anlamına geliyor.Bu problem, sadece teknolojik bir alışkanlık değil, aynı zamanda varoluşsal bir meydan okumadır. Varoluşçu felsefeden ilhamla, Jean-Paul Sartre'ın dediği gibi: Varoluşumuz özümüzden önce gelir. Hayatın doğal bir anlamı olmaması gerçeği, bize kendi anlamımızı, kendi "romanımızı" yazma özgürlüğü ve sorumluluğu verir. Sürekli trendleri takip etmek ve tüketmek, başkasının senaryosunda rol almak gibidir. Oysa biz, kendi yaşamımızın editörü olmalıyız; gelen binlerce dikkati eleyip, kendi tutarlı hikayemizi yaratmalıyız.Zinciri kırmanın yolu, teknolojiyi tamamen bırakmak değil, "Sıkılabilme Sanatı"nı yeniden keşfetmektir. Sıkılmayı bir boşluk değil, zihnin kendini yeniden düzenlemesi için bir fırsat olarak kabul etmeliyiz.Çözüm, Odağın Yatırımını yapmaktır: Anlık değil, gecikmeli ödül getirecek hedeflere odaklanarak beynimizi yeniden eğitmektir. Kendi mottosunu yaratacak olan genç, başkalarının hızına yetişmeye çalışan değil, kendi yaşamının ritmini ve anlamını sabırla inşa eden gençtir. Bir sonraki yayına kadar, telefonunuzda geçirdiğiniz zamanın ne kadarının gerçekten "yaşamsal yatırım" olduğunu sorgulayın.

Show more...
1 month ago
13 minutes 18 seconds

İnsan Mottosu
Yapay Zeka Öldükten Sonra Sizi Yeniden Yaşatabilir mi? İnsanlığın En Büyük Arzusunun Dijital Sınırları.

İnsanlığın binlerce yıllık "ölümsüzlük" arayışının, Yapay Zeka çağında aldığı en yeni ve en tartışmalı formu inceliyoruz: Dijital Unutulmazlık. Artık mirasımız sadece somut eşyalar değil, geride bıraktığımız muazzam veri kümemizdir. Peki, bu veri yığını, sevdiğimiz birinin "dijital ikizine" dönüşebilir mi?

Show more...
1 month ago
7 minutes 56 seconds

İnsan Mottosu
Tüketen İlişkiler: "Herkesin İtfaiyecisi Olmak"

Merhaba sevgili İnsan Mottosu dinleyicileri! İlişkiler, insan hayatının en temel yapı taşları. Ama bu yapı taşları ne zaman size yuva olmaktan çıkıp, omuzlarınızdaki tonlarca yüke dönüşür? Yeni bölümümüzde, modern dünyanın en sinsi ve yaygın "tükenmişlik" hallerinden birini, yani "Herkesin İtfaiyecisi Olmak" sendromunu masaya yatırıyoruz. Herkesin derdine koşan, her yangını söndüren o kahraman, günün sonunda neden en yalnız kalan oluyor? Peki, bu kısır döngüden çıkış mümkün mü? "Hayır" diyebilmenin basit bir reddiyeden, kendi hayatınızın mimarisine nasıl dönüştüğünü, yani **"Hayır Demenin Mimarlığı"**nı konuşacağız. Hazır mısınız, kendi sınırlarınızı inşa etmenin gücünü keşfetmeye? Başlıyoruz!

Show more...
1 month ago
9 minutes 38 seconds

İnsan Mottosu
İnsan Mottosu:Zihinsel Minimalizm & Daha Az Düşünceyle DAHA ÇOK GÜÇ

Size bir soru: Hayatınızda size ait olmayan kaç fikir taşıyorsunuz?

Sabah uyandığınız andan itibaren zihninizde dönüp duran o bitmek bilmeyen gürültü... Sosyal medyanın size fısıldadığı yetersizlik hissi... Başkalarının 10 yıl önce söylediği ve hala unutamadığınız küçük bir eleştiri...

Bütün bunlar, sizin DEĞİL!

Zihniniz, farkında olmadan kiraladığınız bir depo gibi. İçinde eski eşyalar, kırık dökük anılar, gereksiz bildirimler ve toksik bilgi atıkları birikiyor. Ve bu dağınıklık, sizin odaklanma gücünüzü, karar verme yeteneğinizi ve en önemlisi iç huzurunuzu çalıyor!

Bugün, eşya minimalizmini bırakıp, en değerli varlığımızı, yani ZİHNİMİZİ sadeleştiriyoruz. Daha az düşünceyle, nasıl daha fazla BERRAKLIK ve güç elde edilir?

Show more...
2 months ago
8 minutes 50 seconds

İnsan Mottosu
İnsan Mottosu: The One Efsanesi ve Sona Ermeyen Arayışın Laneti & Gerçekçilik Mottosu

"Dışarıdaki 'The One'ı bulma kaygısı, bizi gerçek sevgiden mi uzaklaştırıyor? Aklın Pusulası: Benim İnsan Mottosu Serisi bu bölümde, kusursuz aşk arayışının modern dünyada yarattığı Seçenek Paralizisi tuzağını inceliyor. Nörobilimden Sartre'a, aşkın 'sihirli bir buluntu' değil, karşılıklı çaba ve sorumlulukla inşa edilen bir varoluş olduğunu keşfedin. Arayışı sonlandırıp, 'Seçtiğim Kişi' olmayı ne zaman seçeceksin?"

Show more...
2 months ago
6 minutes 20 seconds

İnsan Mottosu
İnsan Mottosu: "Filtreli Yaşamlar" Sanal Kimliğimiz Gerçek Benliğimizi Nasıl Çalıyor?

Merhaba sevgili dinleyenler! **'İnsan Mottosu'**nda bugün, her gün kullandığımız ama bize en büyük ihaneti yapan bir konuya odaklanacağız: Sanal kimliğimiz.Hepimiz o anı biliyoruz, değil mi? Telefonu kapatırız, gerçek hayata döneriz. Ama birden bire bir boşluk hissi sarar. O parlak, kusursuz, her anı harika görünen dijital versiyonumuz, gerçek hayattaki yorgun, kaygılı ve sıradan 'biz'den çok daha çekici.Soru şu: Sosyal medya, sadece bir iletişim aracı mı, yoksa gerçek benliğimizi çalan, sürekli değişen bir maskedir mi? Bugün, bu maskelerin altında ne saklı olduğunu, ünlü psikolog Carl Jung'un 'Persona' kavramıyla ve modern edebiyatın yabancılaşma temalarıyla inceleyeceğiz. Bu, sadece bir teknoloji eleştirisi değil; kimlik bunalımının ta kendisidir. Hazır mısınız, aynadaki filtrenin ötesine geçmeye?"1. Persona ve Sanal Benlik: Psikolojinin Maskesi"Psikolojide, İsviçreli psikiyatrist Carl Jung, dış dünyaya gösterdiğimiz yüze 'Persona' der. Persona, toplumun bizden beklediği rolü oynamak için taktığımız, kısmen sahte, kısmen gerçek bir maskedir. Eskiden bu maskeyi sadece iş yerinde ya da resmi davetlerde takardık.Günümüzde ise hepimiz 7/24 o maskeyi takıyoruz! Instagram, bizim 'ideal Persona'mızın sahnesidir. Orada kusur yok, mutsuzluk yasak. Sürekli tatildeyiz, sürekli başarılıyız. Bu sanal Persona, o kadar gerçekçi hale geldi ki, artık maskenin altındaki yüzümüzün neye benzediğini unutmaya başladık. Bu, kimlik bunalımının ta kendisidir!2. Gerçeklik Çalınıyor: 'Onay Bağımlılığı'"Sanal kimliğimizin bizi soyduğu en değerli şey nedir? Anı yaşama yeteneğimiz. Bir yemeği yemekten çok, onu fotoğraflayıp doğru ışığı bulmaya odaklanmak... Bir konserde müziği dinlemek yerine, kaydetmeye çalışmak...Eğer bir deneyim paylaşılmazsa, o deneyim gerçekten yaşanmış sayılır mı? Bu modern düşünce, bizi sürekli dış onay arayan, dopamine bağımlı bir hale getiriyor. Aldığımız her beğeni, o 'filtreli yaşamın' gerçek olduğunu onaylıyor ve bu döngü kısır bir hale geliyor.3. Edebiyatta Yabancılaşma: Dijital Çağın Kafka'sı"Edebiyat, insanın kendine yabancılaşmasını yüzlerce yıldır işliyor. Franz Kafka'nın karakterleri, bürokrasinin ve sistemin devasa dişlileri arasında ezilen, yabancılaşmış bireylerdi.Bugünün Kafka'sı biziz! Sistem, artık bürokrasi değil, algoritmalar. Biz, o algoritmaların sürekli beğeni alması gereken, kusursuz performans sergilemek zorunda olan, yapay karakterleriyiz. Sanal kimliğimiz, gerçek benliğimizi o kadar gölgede bıraktı ki, 'gerçek ben' artık tıpkı Kafka'nın karakterleri gibi, kendi hayatında bile bir yabancıya dönüştü. Orijinal benlik, sanal benliğin gölgesinde kalmıştır.4. Maskeyi Çıkarma Sanatı: Kendini Geri Kazanmak"Peki, bu dijital gölgeden nasıl kurtuluruz? Gerçek benliğimizi geri kazanmak için üç adımlı bir felsefi ve pratik mottonuz olsun:Sessiz Anlar Yaratın: Telefonu bilinçli olarak kapatıp, o anı kimseyle paylaşmadan yaşayın. Yemeğinizin tadını çıkarın, müziği sadece dinleyin. Kendinizle baş başa kaldığınız anlarda, 'Persona'nızın ne kadarının düştüğünü fark edin.Kusurunuzu Kucaklayın: Unutmayın, insan olmanın güzelliği kusurlulukta saklıdır. 'İnsan Mottosu' asla mükemmeliyet değildir. En samimi anlarınız, en kusurlu anlarınızdır. Bu kusurları kabul etmek, en güçlü filtreye karşı en güçlü savunmadır.Değere Odaklanın, Onaya Değil: Yaptığınız işin değerini, aldığınız beğeni sayısıyla değil, o işin size hissettirdikleriyle ölçün. Kendi onayınız, sanal dünyanın geçici alkışlarından çok daha kalıcı ve gerçektir."Sevgili dostlar, bugün 'Filtreli Yaşamlar'ın bizi nasıl bir boşluğa sürüklediğini konuştuk. Unutmayın, hayat bir gösteri değil, deneyimdir. Ve o deneyimin tek izleyicisi sizsiniz.Bu maskeleri çıkarın ve kendi gerçeğinize dönün. Çünkü sizin 'kusurlu' ve 'filtrelenmemiş' benliğiniz, yaratabileceğiniz en değerli şeydir.Bir sonraki bölümde, 'İnsan Mottosu' ile yepyeni bir varoluşsal sorgulamada buluşmak üzere. O zamana kadar, filtrelerinizi kapalı tutun ve kendinizle kalın.

Hoşça kalın!"

Show more...
2 months ago
6 minutes 1 second

İnsan Mottosu
İnsan Mottosu: Dün Bir Hayal, Yarın Bir Söz: Zamanın İlüzyonu ve Anı Yaşama Sanatı

"Merhaba sevgili dinleyenler! 'İnsan Mottosu' podcast serisinin bir bölümüne daha hoş geldiniz.Bugün hepimizin en büyük varoluşsal yüklerinden birini masaya yatıracağız: Zaman. Koştuğumuz, yakalamaya çalıştığımız, kaybettiğimiz ve bize asla yetmeyen o soyut kavram... Dürüst olalım, çoğumuz ya dünün pişmanlıklarında ya da yarının kaygılarında yaşıyoruz. Peki, elimizdeki tek gerçek olan 'an' nerede kalıyor?Bu bölümde, zamanın sadece saatlerin tik tak sesi olmadığını, aynı zamanda zihnimizin yarattığı güçlü bir illüzyon olduğunu göreceğiz. Felsefenin bilgeliği, bilimin şaşırtıcı gerçekleri ve edebiyatın duygu yüklü anlatımıyla, zamanla olan karmaşık ilişkimizi çözmeye çalışacağız. Amacımız basit: Geçmişin ve geleceğin zincirlerini kırıp, tam da şu an, tam da burada yaşamayı öğrenmek.Hadi, 'Dün Bir Hayal, Yarın Bir Söz: Zamanın İlüzyonu ve Anı Yaşama Sanatı' yolculuğumuza başlayalım."

Show more...
2 months ago
5 minutes 54 seconds

İnsan Mottosu
İnsan Mottosu: Robotlar düş görebilir mi?

Merhaba, İnsan Mottosu’na hoş geldiniz.
Bugün belki de son zamanlarda en çok düşündüğüm sorulardan birini konuşacağız:
“Robotlar düş görebilir mi?”

Show more...
2 months ago
4 minutes 17 seconds

İnsan Mottosu
İnsan Mottosu: Kendini Bulmak ve Aynanın Ötesine Yolculuk

Merhaba sevgili dinleyenler,“İnsan Mottosu” podcastine, “Kendini Bulmak: Aynanın Ötesindeki Yolculuk” adlı yeni bölümümüze hoş geldiniz.Bugün, bu mikrofonun başında, sadece sesimi değil, aynı zamanda kalbimi de ortaya koyarak sizlere sesleniyorum. Belki şu an yolda, işe giderken, belki de evinizin en huzurlu köşesinde bir fincan çay eşliğinde bizi dinliyorsunuz. Nerede olursanız olun, bu an, kendinize ayırdığınız en kıymetli anlardan biri olabilir. Çünkü bu podcast, bir bilgi aktarımından çok, bir buluşma, bir arayış ve bir yeniden tanışma serüvenidir.Peki, kiminle buluşuyoruz? Kendimizle.Çoğumuz, hayatın koşturmacası içinde, adeta bir hız treninde savrulur gibi yaşıyoruz. Hızla değişen dünyada, sosyal medyanın gürültüsünde, başkalarının beklentilerinde, etiketlerin ve rollerin karmaşasında kendimizi kaybediyoruz. Sabah uyandığımızda, aynadaki yüzümüze yabancılaşabiliyor, gerçekten ne hissettiğimizi, ne istediğimizi, ne için var olduğumuzu unutabiliyoruz. Bu yabancılaşma, modern insanın en büyük acılarından biri. İşte bu yüzden, bu podcast serisi, birer ayna görevi görsün diye hazırlandı. Birlikte, o aynanın ötesindeki, tozlu, unutulmuş, belki de hiç keşfedilmemiş o **‘sen’**i bulmaya çalışacağız.Bu serüvende, sadece felsefenin derin sularına dalmayacağız. Aynı zamanda, bilimin bize sunduğu akılcı yöntemlerle, edebiyatın duygu dolu dünyasıyla ve sanatın zamansız diliyle de kendimizi ifade edeceğiz. Çünkü inanıyoruz ki, insanın varoluşsal soruları, tek bir disiplinle açıklanamaz. Tıpkı bir pusulanın kuzeyi bulması gibi, insan da kendi yolunu bulmak için farklı kaynaklara ihtiyaç duyar.Kendini bulmak, bir hazine avı değildir. Çünkü aradığın hazine, zaten senin içindedir. Bu, daha çok bir arkeolojik kazıya benzer. Üzeri yıllarca birikmiş, bizi bizden uzaklaştırmış tüm o katmanları sabırla, teker teker kaldırma eylemidir. Çocukluk hayallerinin, bastırılmış duygularının, korkularının ve unutulmuş yeteneklerinin tozlu kalıntılarını bulmaktır. Eski filozoflar der ki: “İnsan kendini bilmedikçe, evreni bilemez.” Kendini tanımak, sadece güçlü yönlerini değil, aynı zamanda gölgelerini ve kabullenmekten kaçtığın her şeyi de görmektir. Bu yüzleşme, gerçek özgürlüğün başladığı yerdir.Bu yolculuk, genellikle yalnızlıkta başlar. Dışarıdaki tüm sesler sustuğunda, sosyal medyanın parıltısı söndüğünde, sadece kendi iç sesimizle baş başa kaldığımız o sessiz anlarda... İşte orada, aynadaki yansımamızın ötesine geçebiliriz. Varoluşçu felsefenin en önemli isimlerinden Jean-Paul Sartre’ın söylediği gibi: “İnsan, özgür olmaya mahkûmdur.” Bu özgürlük, beraberinde kaçınılmaz bir yalnızlığı getirir. Çünkü hayatımızın anlamını başkalarının değil, kendimizin yaratması gerekir. Yalnızlık, bu anlamı, kendi özümüzü yaratma sürecimizin bir parçasıdır.Bu podcast serisinde, bu konuları sadece teorik olarak ele almayacağız. Her bölümde, farklı bir sanat eserinden, bir edebiyat klasiğinden veya bilimsel bir keşiften yola çıkarak, bu derin konuları somut örneklerle destekleyeceğiz. Van Gogh’un tablolarındaki yalnızlığın acısıyla ortaya çıkan eşsiz renklerden, Edvard Munch’un “Çığlık” eserindeki varoluşsal kaygılara kadar, sanatın insan ruhunun karmaşıklığını nasıl yansıttığını inceleyeceğiz. Kafka’nın absürt dünyasında bireyin yalnızlığı, Camus’nün “Yabancı” romanındaki yabancılaşma gibi edebi başyapıtlar üzerinden, edebiyatın insanın varoluşsal sancılarını nasıl anlattığını konuşacağız.Hayat, statik bir resim değil, sürekli değişen, gelişen, evrilen bir film karesidir. Dolayısıyla kendini bulma yolculuğu, bir anda tamamlanacak bir hedef değil, sürekli devam eden bir süreçtir. Bugün bulduğun ‘sen’, yarınki ‘sen’ olmayabilir. Ve bu, çok güzel bir şey. Çünkü her yeni gün, yepyeni bir sen inşa etme fırsatını barındırır. Bu yolculuğun zorlu, ama sonunda bulacağın kişi, buna kesinlikle değecek.Sevgiyle…

Show more...
2 months ago
3 minutes 3 seconds

İnsan Mottosu
İnsan Mottosu: Kendine yabancılaşma ve keşif

Merhaba sevgili dinleyici


Bu, kendi yolculuğuna çıkmaya cesaret eden herkes için bir podcast. "Kimim ben?" sorusunun peşinde, hayatın karmaşasında kaybolanlara, rolünü arayanlara, yepyeni bir başlangıç yapmak isteyenlere… Kısacası, kendini bulma yolculuğuna çıkanlara...


Her bölümde, "İnsan Mottosu" adını verdiğimiz bu sohbetlerde, filozofların kadim bilgeliğinden modern düşünürlerin içgörülerine uzanan derin bir yolculuğa çıkacağız. Antik Yunan’dan Stoacılara, Doğu felsefesinin dinginliğinden varoluşçuluğun cesur sorularına kadar uzanan bir yelpazede, insan olmanın en temel anlamlarını keşfedeceğiz.


Unutma, hayat bir başkasına göre yaşanacak bir senaryo değil, kendi mottolarını yazacağın bir destan. Bu podcast, bu destanı yazarken sana eşlik edecek, sorularına ışık tutacak ve belki de kendi cevabını bulman için sana ilham verecek.


Hazırsan, kendi iç sesinin peşinden gitmeye... O zaman kulaklığını tak, arkana yaslan ve yolculuğa başla.

Show more...
2 months ago
5 minutes 2 seconds

İnsan Mottosu
Merhaba sevgili dinleyen... Bu podcast, kendi yolculuğuna çıkmaya cesaret eden herkes için hazırlandı. Hayatın karmaşasında "*Kimim ben?*" sorusunu kendine soranlar, rolünü arayanlar, yönünü kaybetmiş hissedenler ya da sadece yeni bir başlangıç yapmak isteyenler... Kısacası, kendini bulma yolculuğuna çıkan herkes için buradayız. Her bölümde, "*İnsan Mottosu*" adını verdiğimiz bu sohbetlerde, hem geçmişin bilgeliğinden hem de günümüzün düşünsel zenginliğinden ilham alacağız. Antik Yunan'dan Stoacılara, Doğu felsefesinin dinginliğinden varoluşçuluğun cesur sorularına uzanan bir keşif...