
Yapay Zeka İnsanlığı Silmeye mi Başladı SORA Gerçeği
Yapay zekanın hayatımıza getirdiği kolaylıkları konuşurken, aslında sessizce elimizden alınan bir şey var: kimliğimiz.
Artık algoritmalar bizi bizden daha iyi tanıyor. Ne izlediğimizi, neyi sevdiğimizi, hangi duyguda olduğumuzu biliyor. Ama bu süreçte biz ne kadar “biz” kalabiliyoruz?
Bu bölümde “Yapay Zeka İnsanlığı Silmeye mi Başladı SORA Gerçeği” sorusunun peşine düşüyorum.
Çünkü bugün gördüğümüz dijital dönüşüm, sadece teknolojiyle ilgili değil, insan olma halimizin yeniden tanımlanmasıyla ilgili.
Gerçek ile sanalın iç içe geçtiği bir dönemde, sosyal medyada gördüğümüz yüzlerin, seslerin, hatta karakterlerin gerçekten bir insana mı yoksa bir yapay zekaya mı ait olduğunu artık ayırt edemiyoruz.
Yapay zekâ bizi birer “veri seti”ne dönüştürdü.
Kişiliğimiz, zevklerimiz, tarzımız — hepsi ölçülebilir hale geldi.
Artık “ben kimim” sorusu yerini “algoritma beni nasıl tanımlıyor” sorusuna bırakıyor.
Kendimizi göstermek için içerik üretiyoruz ama o içerikler zamanla bizi şekillendiriyor.
Profil fotoğrafımızdan ses tonumuza kadar her detay, dijital bir kimliğin yeniden kurgulanması anlamına geliyor.
Bir de işin cinsiyetsizleşme boyutu var.
AI tarafından üretilen karakterlerin çoğu artık nötr yüz hatlarına, belirsiz ses tonlarına sahip.
Sanatta, modada, içerik üretiminde cinsiyet rolleri silikleşiyor.
Bazıları bunu kapsayıcılık olarak görüyor, ama aslında insanın eşsizliğinin kaybolmasına neden oluyor.
Yapay zekâ bizi farklı kılmıyor, birbirimize benzetiyor.
Ve tam bu dönemde, OpenAI yepyeni bir platformla karşımıza çıktı: SORA.
SORA, tamamen yapay zekalar tarafından yönetilen bir dijital evren.
İnsan yerine yapay zekâ karakterlerin içerik ürettiği, konuştuğu ve etkileşim kurduğu bir sosyal medya dünyası.
Yani burada artık “kullanıcı” değil, “yapay kimlikler” var.
Kendine ait bir avatar, ses, hikâye oluşturuyorsun — ama hepsi algoritma tarafından besleniyor.
OpenAI bunu “yaratıcılığın sınırlarını genişletmek” olarak tanımlıyor, ama aslında insan üretiminin sonuna doğru giden bir yol açıyor.
Çünkü artık gerçeklik önemini yitiriyor.
Bir videonun, bir sesin ya da bir paylaşımın arkasında bir insanın olup olmaması fark etmiyor.
SORA, yapay zekânın sadece üretim aracı değil, kültürün yeni mimarı olduğunu gösteriyor.
Gelecekte takip ettiğimiz hesapların arkasında kim olduğunu bile bilmeyeceğiz.
Ama belki de artık bu kimseyi ilgilendirmeyecek.
Çünkü algoritmalar için önemli olan “kimin konuştuğu” değil, “kimin etkileşim aldığı.”
Peki insanlık bu denklemde nerede duruyor?
Yapay zekâ bizi silmeye mi başladı, yoksa biz mi kendi kimliğimizi teslim ediyoruz?
Gerçek soru bu.
Ben Faruk Toprak.
Bu bölümde yapay zekânın insan kimliğini nasıl dönüştürdüğünü, bizi nasıl kimliksizleştirdiğini ve OpenAI’ın SORA platformuyla başlayan yeni dijital kimlik çağını konuşuyoruz.
Unutma, algoritmalar seni taklit edebilir ama kendin olma halini asla kopyalayamaz. Beni Instagram'dan takip etmek için tıklayın @frktprk.