Yılın o sihirli zamanı geldi: Pinterest panoları hazırlandı, 'yeni yıl niyetleri' defterlere döküldü. ✨ Peki, o panoya yapıştırdığımız lüks hayatlar kapımıza kargoyla mı gelecek, yoksa biz yine o 'aslan' motivasyonuyla mutfağa gidip sadece bisküvi paketi mi açacağız? 🦁🍪 Bu bölümde; vision boardların illüzyonlarını, ritüellerin içindeki masum medet ummalarımızı ve neden her yıl 'yeni bir ben' yaratmaya çalışırken aslında kendimize haksızlık ettiğimizi konuşuyoruz.
Gerçekten tükendik mi yoksa sadece tembel miyiz? Bu bölümde, dinlenirken bile suçluluk hissettiren o ince çizgiyi ve içimizdeki yorgun sesleri samimiyetle konuşuyoruz. Kendimize yüklenmeyi bir kenara bırakıp, neden bazen sadece 'durmaya' ihtiyaç duyduğumuzu keşfediyoruz. Yalnız olmadığını hissetmek ve biraz nefes almak istiyorsan, bu sohbet tam sana göre.
Başlayıp yarım bıraktıklarımızı unuttuk sanıyoruz ama zihin unutmuyor.
O kitap, o mesaj, o “bir ara”…
Hepsi hâlâ bir yerlerde bekliyor.
Bu bölüm, yarım kalanlarla kavga etmek için değil; onları fark etmek için.
Belki de sadece bir tanesini kapatmak bile yeter. ✨
Bu bölümde kendimize verdiğimiz sözleri neden tutamadığımızı, ama yine de neden hâlâ denemeye değer olduğunu konuşuyoruz.
Hem gülüyor hem içimizi biraz dürtüyoruz; çünkü yalnız olmadığımızı bilmek iyi geliyor.
Kendimizle daha nazik bir ilişki kurmanın yollarını ararken samimi anılara da uğruyoruz.
Eğer bugün kendine bir söz verdiysen, bu bölüm tam sana göre.
Bu bölüm, zihnin hızını biraz olsun yavaşlatıp seni “şu an”a geri çağırıyor. Hayatın koşturmacasında kaybolan iç sesini yeniden duymayı hatırlatıyoruz. Birlikte nefes alıyor, anda kalmanın yumuşak gücünü keşfediyoruz. Hazırsan, gel bu anın içinde buluşalım. 🌿✨
Bu bölümde, zihnimizin içindeki hiç susmayan radyo kanalını birlikte keşfe çıkıyoruz. Düşüncelerimizin nereden geldiğini, neden bazen bize oyun oynadığını ve onlara kapılmadan nasıl izleyici kalabileceğimizi konuşuyoruz. Biraz mindfulness, biraz bilim, biraz da günlük hayatın “Ben bunu niye düşündüm şimdi?” anları… Kendini, duygularını ve zihinsel süreçlerini daha iyi anlamak isteyen herkes için sakin, samimi ve içe dokunan bir sohbet.
Zor zamanlarda neden zihnimiz hemen en kötü senaryoya gidiyor?
Bu bölümde duygusal dayanıklılığın gerçek anlamını ve küçük adımların nasıl büyük bir güç yarattığını konuşuyoruz.
Kırılmak insanidir; toparlanmak öğrenilen bir beceri.
Ve eğer bugün biraz zorlanıyorsan… yalnız değilsin. 🌿✨
Hayatta her şeyin anlamını yitirdiğini hissettin mi hiç?
Bu bölümde Viktor Frankl’ın bakışıyla o duygunun ardındaki gücü, acının bile nasıl bir yön gösterebileceğini keşfediyoruz. 🕸️
Hepimiz geçmişte takılı kalmış bir anıyla yaşıyoruz; söylenmeyen bir söz, yarım kalan bir cümle, affedemediğimiz bir “ben”.
Bu bölümde geçmişle barışmanın, affetmenin ve kendini serbest bırakmanın yollarını konuşuyoruz.
Çünkü bazen huzur, sadece “artık tamam” diyebilmekte gizlidir. 🌿
Bazen “hayır” demek en büyük cesaret ister. Bu bölüm, sınır koymanın suçluluk değil özgürlük olduğunu hatırlatıyor. Çünkü her “hayır”, aslında kendine söylediğin bir “evet”tir.
Hepimiz bir pusulayla yaşıyoruz ama çoğu zaman elimizde tuttuğumuzu fark etmiyoruz. Bu bölümde, bizi biz yapan değerleri keşfediyor, hayatımıza yön veren görünmez ipleri birlikte buluyoruz.
Bazen kendine dönmek, en sessiz ama en anlamlı yolculuktur. Bu bölüm, o iç sesi yeniden duyman için küçük bir durak. 🍃