Kişinin kendinden nefret etmesi, son aşamada öz yıkıcı dürtülerle ve hareketlerle doruğa ulaşır. Yaşamımız için can alıcı önemi olan bir şeyi öldürebilmemizin pek çok yolu vardır. Aktüel fiziksel intihar ise öz yıkıcılığın en aşırı ve en keskin ifadesidir. Benliğe aktüel fiziksel şiddet genelde psikozlarla sınırlıdır. Nevrozlarda çoğunlukla tırnak yemek, cildini yolmak, sivilcelerle oynamak gibi küçük öz yıkıcı hareketleri görürüz. Aniden şiddetli bir biçimde gelen birinin gözlerini çıkarmak gırtlağını kesmek ya da birinin karnına bıçağı saplamak ve bağırsaklarını doğramak dürtüsü... Zaman zaman benzer koşullar altında ortaya çıkan ve sanki birdenbire geliyormuş gibi görünen balkondan ya da uçurumdan atlamak gibi intihar dürtüleri de olabilir. Öylesine bir hızla kaybolup giderler ki bunları hiç gerçekleştirme şansı olmaz. Öte yandan kuvvetli bir yüksekten atlama isteği aniden o kadar güçlü hale gelebilir ki, bir kişi bu isteğe teslim olup atlamamak için bir yere tutunmak zorunda kalabilir. Ya da gerçek bir intihar girişimine varabilir. Gene de bu tipte ölümün kesin bir son oluşuyla ilgili gerçeklik kavramı yoktur. 20. kattan atladıktan sonra toparlanıp eve gidebilecek etmiş gibi hissetmektedir. Hiç kimse onun gerçekten öldüğüne kendisi kadar şaşırmayacaktır. Kişi çoğunlukla bu hislerinden habersizdir. Dikkatsiz araç kullanımında, fiziksel engelleri dikkate almayan gözükaralıkta gerçekleştirebilirler. Bu etkinliklerin kişinin kendisine dikkatsizce yapılıyormuş gibi gelmediğini görebiliriz. Çünkü dokunulmaz olma talebini besler. Farkında olmaksızın ancak sistematik olarak içki içerek ya da uyuşturucu kullanarak sağlıklarını mahveden kişiler bulunmaktadır. Balzac'ın çekicilik ihtiyacı nedeniyle çok çalışıp sağlığını bozmasını ve bu sırada "bana bir şey olmaz" inkarının bunda payı olduğunu anlatıyor. Keyfimiz olmadığında bir tarafımızı kesmemiz yanlış bir adım atıp düşmemiz parmağımızı bir yerlere sıkıştırma ihtimalimiz daha çoktur. Son olarak Psikosomatik hastalıklarda (İrritabl barsak sendromu, astım vb) özyıkıcı eğilimlerin etkisi olabilir. Yani özyıkıcı dürtüler (ruhsal durum) fiziksel hastalığın sadece gidişatında değil başlaması ve kötüleşmesinde de rol oynayabilir. Kişi tam da bir yerlere ulaşmaya başladığı anda bir uğraştan vazgeçer.Hasta hiçbir şekilde bunun farkında olmaksızın durmadan karşısına çıkan bütün fırsatları ortadan kaldırır. Hasta ötekileri kendini mahvetmeye yönelik niyetlerini hayata geçiren kişilere dönüştürmeye çabalamıştır ve çabalamayı sürdürür. Benliğe yabancılaşma, kendini tanımama, bilinç dışı maskeler, ve çözülmeyen çatışmalardan kişinin kendine karşı samimiyetinin azalmasına ve ahlaki dokunun zayıflamasına yol açar. Kişi çok yerdiş sağlığı ile ilgilenmez,yürüyüş yapmazrastgele cinsel ilişkilerde bulunurkarısını ve çocuğunu dövebilir Bu süreç ileri durumdaki alkoliklerde son derece açıktır. Herhangi biri bile bu insanların kendilerini paramparça hale getirdiklerini görebilir. Sinsi sevinç olabilir, kendine acımak olabilir, korku olabilir. Bu tepkiler bilinçli düşüşünde genellikle kendini engelleme süreciyle bağlantılı değildir. Yani bilinçli olarak direkt bunları hissettiğimi bilmiyor olabilir. Bir çok hobi ve korkunun derinlerinde de kendini hor görme ve kendinden nefret etme olabilir. Kendinden nefret etmeyi ve onun harap edici gücünü inceleyince elimizde olmadan onu büyük bir trajedinin içinde görüyoruz. Insan zihninin belki en büyük trajedisi: sonsuz ve mutlak olana ulaşmaya çabalayan insan aynı zamanda kendini yok etmeye de başlıyor. Huzurlu, yaratıcı, sağlıklı günler dilerim. Bu içerikten faydalanacağını düşündüğünüz arkadaşlarınıza veya ne butiklere bu içerikten haber vermenizi ve beğenmenizi rica ederim saygılarım.Psikiyatr Gökhan ÖzPodcast müziği: Michael Kobrin - The Introverthttps://youtu.be/UufcCic_lQQ
4)KENDİNİ ENGELLEME SABOTE ETME: Düzenli bir kişi belli etkinliklerden veya zevklerden vazgeçecektir. Ancak bunun nedeni öteki hedeflerinin daha büyük bir önem taşımasıdır. Böyle bir disiplin, zaman enerji ve parayla ilgili sınırlandırmaların kabullenilmesini gerektirir. Sağlıklı, kişisel disiplin gerçekleştirmekten çok yaklaşılması gereken bir hedeftir.
1-Keyif almayla ilgili tabular: Gerçekten çıkarımıza olan ve dolayısıyla yaşamımızı zenginleştiren bir şeyi istemenin ya da yapmanın masumiyetini yok ederler. Seyahate çıkmak ister: "HAK ETMİYORSUN".Verimli bir iş gününün sonunda yorgundur ve dinlenmek ister:"TEMBELİN TEKİSİN"
Keyif alma tabusu rüyalarda da çıkar: Kendini çok güzel, kokulu ve tatlı meyvelerle dolu bir bahçede görür. Meyvelerden bir tane almayı ister istemez ya da alır almaz biri gelip çalıverir elinden meyveyi ya da kişi ağır bir kapıyı açmaya çalışır ama açamaz. Ya da bir trene yetişmek için koşar ama tren az önce kalkmıştır bile.
Keyif almakla ilgili tabular, toplumsal bilinçlilik vitrininin ardına saklanabilir. "Başkaları gecekondularda yaşadığı sürece benim güzel bir daire edinmem gerekir."
Belli tipler bir şeyden o şeyi yalnızca başkalarıyla paylaştıkları zaman keyif alabilirler. Bu kişiler zorunlu bir biçimde başkalarının ister umursasınlar ister umursamasınlar bir plağı kendileriyle dinlemelerinde ısrar edebilirler
Başka tiplerse, kendileri için yaptıkları harcamalarla ilgili çok cimri olabilirler; ama aynı zamanda "fark edilecek bir biçimde bağışta bulunmak", parti vermek ya da onlar için hiçbir anlamı olmayan antikalar satın almak gibi saygınlıklarına katkıda bulunan şeylere ise savurganca para harcayabilirler. Sanki onların görkem uğruna kul köle olmalarını sağlayan ama yalnızca kendi rahatlarına, mutluluklarına ve gelişimlerine katkıda bulunacak her şeyi yasaklayan bir yasanın hükmü altındaymışçasına davranırlar.
Daha iyi bir eve taşınmak, bir sürü korkuyu doğurabilir.
2-Umutların kırılması:"Asla bağımlılığının ya da paniğin üstesinden gelmeyeceksin. Asla özgür olamayacaksın."
Bazen bir hasta durumunda bir iyileşme olduğunu elinde olmaksızın kabul etse de şöyle konuşabilir, "Evet terapi şimdiye kadar yardımcı oldu ama daha fazla olamaz." Umutların kırılması yaygın olduğunda felaket hissi meydana gelir. Bir güvence alaycı sözlerle reddedebilir.
3-İstek duymakla ilgili tabular: "Sen kim oluyorsun da sahneye çıkmak, şarkı söylemek, evlenmek istiyorsun, senden ne köy olur, ne kasaba"(Kendini baltalayan bir hasta örneği veriyor)
Başka hastalarda çekilmekte, yeni bir şeye girişmemekte, hayattan hiçbir şey beklemekte, HEDEFLERİNİ YETENEKLERİNİN ÇOK ALTINDA BİR DÜZEYE yöneltmekte; ve becerilerinin ve ruhsal birikimlerinin altında yaşamaktadırlar. Dışsallaştırma (yansıtmalar) da çalışır: Dünyanın en mutlu insanı olmamasını, eşine, patronuna parasızlığına, hava koşullarına ya da siyasal ortama bahane bulur.
Kendine işkence etme kendinden nefret etmenin bir yan ürünüdür. ERTELEME de kendine işkence etmenin bir örneğidir. Kendine çektirdiği sıkıntıdan öç alıcı bir tatmin edilmektedir. Kişinin kendine yönelik aşırı cimrililiğinden bazen aşırı biçimde tatmin duyar.
Bazılarında da HASTALIK HASTALIĞI (HİPOKONDRİYAZİS) eğilimi vardır. Mide bozukluğu kansere, baş ağrısı, beyin tümörüne, kaygı nöbeti, deliliğe ya da delirmeye dönüşüverir. (panikli bir hastayı anlatıyor)
Bu insanlar mutlak sağlığa, duruşa ve korkusuzluk sahip olmaları gerektiğine inanmaktadırlar. Gizli gerekliliği muhtemelen "bende herhangi bir insani veya vücutsal belirti olmamalı"dan çıkıyor olabilir.
Bir hastanın sadist fantezilerini ve dürtülerini analiz ederken bunların kişinin kendine yönelik sadist etkileri içinde oluşturduğunu fark ederiz. (Bedensel engelli bir hizmetçiye hissettiği sadizm duygularını keşfeden bir hastadan bahsediyor.)
Son olarak mazoşist ve cinsel etkinlikler ve fanteziler bulunmaktadır. Aşağılamadan zalim bir biçimde işkenceye uğratılmaya kadar çeşitlenen mastürbasyon fantezileri olabilir.
Kendinden nefret etmenin 6 modu:1-Benliğe yönelik acımasız talepler2-Merhametsizce yapılan kendini suçlama,3-Kendini hor görme4-Kendini engelleme5-Kendine eziyet etme 6-Öz yıkıcılık3-Kendini hor görme: a) Kendi aleyhine karşılaştırmalar yaparb)İnsan ilişkilerinde (eleşyiriye karşı) incinebilirdirc)Başkaları ona kötü davranır. Ancak göze batan bir sömürünün bile farkına varamayabilir. Bu durumun asıl nedeni "kendisine daha iyi davranılmasını hak etmediğine ilişkin inancı"nın yol açtığı savunmasızlıktır. kocası başka kadınlarla ilişkiye giren bir kadın bu durumdan yakınmaz. Çünkü kendisinin sevilmeye layık olmadığına ve başka kadınların kendisinden daha çekici olduğuna inanır. d) Kendini hor görme başkalarının ona olan tutumlarıyla artar ya da azalır. Kişi bu modelini korumak zorundadır. Çünkü yalnızca tek bir seçenek hissetmektedir. Kendisini hor görmenin dehşetine çekilmek. dolayısıyla gururla kendini hor görme arasında birbirini güçlendirme, geribesleme vardır. Bu durum ancak kişinin kendisiyle ilgili gerçeğe ilgi duyduğu ölçüde değişebilir. Kendisinin alçaltılmış imgesi ona gerçek geldiği sürece benliği aşağılanmaya elverişli görünecektir. Nevrotik kendinde; -fiziksel sınırlandırmaları-Bedenini, görüntüsünü-Zihinsel yeteneklerini akıl yürütme, hafızasını-eleştirel düşünme, planlama gibi özel becerilerini küçümseyebilir. öç alıcı saldırgan tip kendinde zayıflık olarak gördüğü herhangi bir şeyi küçümseyecektir. (Başkaları için beslediği olumlu duyguları, onlardan intikam almakta başarısız olduğu herhangi bir durumu, uyumlu olduğu herhangi bir durumu vb)Kişinin bedenine bakışı çekici olduğuna inanmamasından iğrenç olduğuna inanmasına kadar çeşitlenmektedir. Bu eğilimi çekici kadınlarda gözlemlemek şaşırtıcıdır. Ancak bunun nedeni ideal imgesiyle gerçek benliği arasındaki hissettiği uyuşmazlıktır. (Güzel olsa bile mutlak güzel değildir.)Hasta kusurlarına, yara izi, ince ve zarif olmayan bir bilek, ya da dalgalı olmayan saç gibi özelliklerine takabilir. Sinemada yanında oturan birinin koltuğunu değiştirmesi bile çirkin hissettirebilir. Hor görme tutumu ya kişinin fiziği için aşırı çaba göstermesine ya da kendine hiç bakmamasına yol açar. İlk durumda aşırı miktarda zaman para saça, yüze, ameliyatlara vb.Umurumda değil tavrında ise gurur, kendine en ufak bakımının yapılmasını bile engellemektedir. "Çekici miyim?" Sorusu "sevilmeye layık mıyım?" sorusundan ayrılamaz. ilki Görünümüm birinin beni sevmesi için onu cezbedecek denli güzel mi? ikincisi ise şu, beni sevilmeye layık kılacak niteliklerim var mı? Ne var ki analist ilkiyle ilgili bir çok kaygılı yorum dinlemesine karşın ikincisiyle ilgili çok az yorum dinlemektedir. çekicilik tam da doğru şekli ya da tam da doğru giysiyi edinmekte bulunmaktadır. Saldırganlaşma ya da eleştirilme korkusu kişinin eleştirel düşünmesini engelleyebilir. Bir işe baş koymakta genel isteksizlik bir konuda belli bir fikre ulaşmayı güçleştirebilir. Her şeyi biliyor görünmek konusundaki zorlayıcı ihtiyaç öğrenme kabiliyetini engelleyebilir. Ulaşılması gereken görkemin heyecanına o denli kapılabilirler ki yaptığı işe yeterince ilgi göstermezler. Şöyle bir şey söylediğimde yardımcı olmasını umduğum bir dönemi hatırlıyorum: "Zekan çok iyi, ancak ilgin, cesaretin, çalışabilme kabiliyetine katkıda bulunacak bütün o şeyler ne durumda? O dönemde farkında olmadığım şey bazen devasa boyutlara ulaşan kendini değersizleştirme sürecinin gücüydü. Kendini küçümseme süreçleri herhangi bir ilgi alanıyla etkili bir biçimde uğraşılmasını sekteye uğratmaktadır. Hor görüye yenik düşen bir nevrotik cesaretinin kırıldığına öylesine inanır ki, araba lastiğini değiştirebileceği, yabancı bir dili gerçekten öğrenebileceği ya da topluluk önünde konuşabileceği aklına bile gelmez. Kişi bir kişi etkinliğe başlayabilir ama karşısına çıkan ilk güçlükle de pes eder. Psikiyatr Gökhan ÖzPodcast müziği: Michael Kobrin - The Introvert https://youtu.be/UufcCic_lQQ
3. KENDİNİ HOR GÖRME Kişinin özgüvenini aşındırmanın bütün yollarını toparlayan bir terim olarak kullanıyorKendini hor görme temel olarak ilerlemeye veya başarıya yönelik herhangi bir çabaya karşı yöneltilmiştir. Kişinin böyle kendini önemsizleştirme tutumları başkaları tarafından alçak gönüllülük olarak övülse ve kişi de bunların alçak gönüllülük olduğuna inansa bile kolaylıkla gözlemlenebilirler. Böylelikle kişi hasta bir akrabasına iyi bir biçimde baktıktan "Ancak bu kadar yapabildim" diyebilir. Bir doktor tedavisinin başarılı olmasını şansımın yaver gitmesine ya da hastasının dayanma gücüne bağlayabilir. Ancak öte yandan hastanın durumu iyiye gitmezse bunu kendi başarısızlığa sayacaktır. Son derece bilgili birçok insan tartışmada görüşlerini dile getirmezler. Çünkü gülünç görünmekten korkarlar. Doğal olarak özelliklerin ve başarıların böylesine sahiplenilmemesi ya da önemsizleştirilmesi, özgüvene hasar verir. Kendini hor görmek kişinin tüm davranışlarında incelikli ve kaba biçimlerinde görülür. Kişi zamanlına işlerine isteklerine, düşüncelerine, inançlarına yeterince değer vermez.Bazen çaresiz, dalkavuk, ya da çekingen olabilir. Rüyalarda kişi kendini lağım çukuru, tiksinti verici (mesela hamam böceği) olarak gülünç bir palyaço sembolü üzerinden ifade edebilir. Kendini Hor Görmenin Sonuçları:1-Kendini herkesle (kendinde eksik olanı görecek şekilde) karşılaştırma: Başkası daha etkileyicidir, daha bilgilidir, daha ilginçtir, daha çekicidir, daha iyi giyinir daha gençtir, daha iyi konumdadır, daha önemlidir. Yapılan karşılaştırmalar mantıksızdır: Kendi başarılarıyla gurur duyabilecek yaşlıca bir adam neden daha iyi dans eden bir gençle kendini karşılaştırmalı mıdır ki ya da asla müzikle ilgilenmemiş biri müzisyenlerin yanında kendini neden değersiz hissetmelidir ki?2-İnsan ilişkilerinde, eleştiri ve reddedilmeye karşı İNCİNEBİLİRLİK. Başkalarının ona tepeden baktığına ,onu ciddiye almadığına, onunla kurdukları dostluğa özen göstermediğine ve aslında onu adam yerine koymadığına inanır. Kendini olduğu gibi kabullenemeyen nevrotik kişi onu bütün eksikleriyle birlikte tanıyan, başkalarının bunu dostane bir havada ve memnuniyetle kabul edebileceğine muhtemelen inanamaz. Hatta başkalarının onu açıkça küçümsediğine ilişkin sarsılmaz bir inancı olabilir.Bu durum insanlarla olan tüm ilişkilerinin inceden inceye zehirlenmesine neden olabilir. Zihninde bir iltifat alaycı bir yorum, bir duygudaşlık ifadesi, birinin ona acıması olarak algılanabilir... Analiz sırasında kişi böyle yaptığının farkında değildir, hatta bundan gurur duyar. Terapiste iyice güven duyduktan sonra onun kendisine tepeden baktığını düşündüğünü söyleyebilir. Başkalarının ne zarar ne de güven kaynağı olduğunun öğrenilmesi uzun ve zorlu bir derstir. Kişi bir ilgisizliğe öç alıcı bir küstahlık ile tepki gösterirse İNCİNMİŞ GURUR; aynı kışkırtmanın bir sonucu olarak kişi çaresiz hale gelir ve yaranmaya çalışırsa KENDİNİ HOR GÖRME ön plandadır. kendini hor görmesi. Bu içeriklerden yararlanabileceğinizi düşündüğünüz kişilere bahsetmeyi, beğenmeyi ve algoritmanın yayması için değerli görüşlerinizi ve desteklerinizi yorum olarak eklemeyi lütfen unutmayın. Hepinize huzurlu. Sağlıklı ve yaratıcı günler dilerim saygılar Sağlıklı, huzurlu ve yaratıcı günler dilerim. Psikiyatr Gökhan ÖzPodcast müziği: Michael Kobrin - The Introvert https://youtu.be/UufcCic_lQQ
Kişinin kendini suçlamaları denetimi dışındaki olumsuzluklara da yoğunlaşabilir. Kendisini bir kasırgadan sorumlu tutabilen psikotiklerde bu durum belirgindir. Ancak bazen nevrotiklerdeki durum da epey şiddetli olabilir:Çocuğu komşularında çocuklarla oynadığı sırada balkondan düşen zeki bir anne çocuğu hafif bir sarsıntı ile hasar almadan atlatmasına rağmen dikkatsizliği nedeniyle kendini yıllarca şiddetle suçlamıştır. Elbette çocuğun her zaman yanında olamayacağını biliyordu. Yine de suçlu olduğu yolundaki kararına bağlı kalmıştı. Aynı şekilde genç bir aktör kariyerindeki geçici başarısızlıklar için kendisini acımasızca suçluyordu. Denetimi dışında gelişen olumsuzluklara karşı mücadele halinde olduğunun da tamamıyla farkındaydı. Hiçbir cesaretlendirme kendini suçlamasına engel olmuyordu. Nevrotik kendini aklamak amacıyla durumsal güçlüklere ya da aksiliklere hırsla sarılır. Elinden geleni yapmıştır. Ancak ötekiler, ya da kazara meydana gelen aksilikler her şeyi mahvetmiştir. Burada dikkat öznel etkenlerden kaydırılır ve dışsal etkenlere yoğunlaştırır. Kişisel kusurlara yönelik o kadar şiddetli bir kendini suçlama olur ki kişi koruyucu önlemlere başvurmak durumunda kalır: 1- Kendilerine tedbirli bir şekilde davranmak, 2- Sorumluluğu dışsal koşullara kaydırmak. Geriye şu soru kalmaktadır: Kişiler neden kendilerine yönelik suçlamalarından kurtulamazlar? Çünkü DIŞSAL ETKENLER DENETİM DIŞI OLMAMALIDIR. Sonuçta yolunda gitmeyen herhangi bir şey kendilerine bulaşmakta ve utanç verici sınırlandırmalarıyla foyalarını ortaya çıkarmaktadır.
-Yardımseverdir, öyleyse enayinin tekidir, yardım etmez, öyleyse bencil domuzun tekidir. Kendine yönelik suçlamalarını Kafka'nın Dava isimli eseri çok güzel işlemiştir. Erich Fromm kim verimsiz yaşarsa yaşasın suçluluk duymak zorunda olduğunu belirtmektedir. Karen Horney buna katılmakla birlikte eksik olduğunu, çünkü sürecin bilinçdışı da olduğunu söylüyor. Son olarak kişi zararsız, geçerli, ya da hatta arzu edilebilecek hareketler ya da tutumlar için suçlayabilir: Kendisiyle mantıklı bir biçimde ilgilenmesini-ŞIMARIKLIK, yemek yemekten keyif almayı-OBURLUK, körü körüne uyum sağlamaktansa kendi isteklerini düşünmeyi-BENCİLLİK, terapiye gitmesini-RAHATINA DÜŞKÜNLÜK, bir düşünceyi ortaya koymayı-KÜSTAHÇA DAVRANIŞ olarak damgalar. Burada suçlamayı anlamak için hangi gururun/gerekliliğin tetiklendiğini bulmalıyız. -Azla yetinmekten gurur duyan-oburlukla suçlarKendini ortamdan silmekten gurur duyan biri girişken bir harekete egoistçe diyecektir.-Kişinin kendine yönelik herhangi bir suçlamasını savuşturma gerekliliği kişinin yapıcı eleştiri ile değişmesini engeller. Bu suçlamalar ve nefret eğilimi terapide de bulunur. Sağlıklı vicdan gerçek benliğinizin çıkarlarını ihtiyatlı bir biçimde korumaktadır. Öte yandan nevrotiğin kendine yönelik suçlamaları nevrotik gururdan kaynaklanmaktadır. Huzursuzluk, ya da vicdanımızdan gelen azap son derece yapıcı olabilir. Çünkü bu yapıcı bir inceleme başlatabilmektedir. Vicdanımız huzursuz olduğunda meydana gelen şey nevrotik süreçten farklıdır. Dikkatimize gelen yanlışlıkla ya da hatalı tutumla, onu büyütmeden ya da küçültmeden tam anlamıyla yüzleşmeye çalışırız. Hatanın gerçekleşmesindeki sorumluluk payımızı bulmaya çalışır ve sonunda ulaşılabilen her türlü yöntemle üstesinden gelmek yolunda çabalarız. Kişinin kendine yönelik suçlamaları ise tersine tüm kişiliğin işe yaramaz olduğunu ilan ederek mahkum edici kararını bildirir, ve bu kararla suçlamalar durur. Vicdanımız gelişimimize hizmet eden ahlaki bir aygıtken kendimize yönelik suçlamalarımız özlerinde ahlak dışıdır; ve etkileri bakımından ahlaksızlar çünkü kişinin halihazırdaki güçlüklerini sağlıklı bir biçimde incelemesine ve dolayısıyla insani gelişimine engel olurlar. Sağlıklı, huzurlu ve yaratıcı günler dilerim. Psikiyatr Gökhan ÖzPodcast müziği: Michael Kobrin - The Introvert
Kendinden Nefret Etme'nin altı modu:1-Benliğe Yönelik Acımasız Talepler 2- Merhametsizce Yapılan Kendini Suçlama 3-Kendini Hor Görme 4-Kendini ketleme (engelleme, sabote etme), 5-Kendine Eziyet Etme6- Öz Yıkıcılık (kendine zarar verme)1- Gereklilikler gururla olduğu kadar kendinden nefret etmeyle de belirlenirler ve kendinden nefret etmenin şiddetli öfkesi, denetimden çıkar. Hasta kendini davranışlarında mükemmelliği yakalayacak şekilde biçimlendirmeyi başarsa da bunu ancak doğallığını ve duygu ve inançlarının sahiciliğini yitirmek pahasına yapabilir. Gereklilikler, tıpkı herhangi bir siyasal zorbalık gibi bireyselliğin yok edilmesini hedeflemektedir. ÖZYIKICIDIRLAR Örnekler: 1- "Bana yapılan hiçbir şeyi kesinlikle umursamayacak denli büyük olmalıyım."2- "Onun beni sevmesini sağlamalıyım." 3- "Sevgi için her şeyi kesinlikle feda etmeliyim." Bu 3 gerekliliğin birleşimi HASTALIKLI BAĞIMLILIĞI oluşturur.Bir başkası: Kişinin akrabalarının, dostlarının, öğrencilerinin, emrinde çalışan kişilerin vb. BÜTÜN SORUMLULUKLARINI ÜSTLENMESİdir. Herkesin sorununu herkesin anında mutlu olacağı şekilde çözmelidir. Bu da yanlış giden her şeyin onun hatası olduğunu gösterir ve onun çözmesi ya da suçluluk duyması gerekir.Yazar burada edebiyatttan Fransız kitabı olan TANIKTA, kardeşini boğulmaktan kurtaramayan birinin kendisini katil gibi hissetmesini ve Dostoyevski'nin Suç ve Ceza'sında ana karakter Raskolnikov'un rüyasında bir kısrağın ağır yükü çekmesinde olduğu gibi, onun için de imkansız olan bir şeyi kendisini zorlamasına ki anlamsız zalimliği anlatıyor. Gereklilikleri öz yıkıcı hale getiren ve zorlayıcı hızlarını ötekilerden daha fazla açıklayan bir başka etken ise KENDİNDEN NEFRET ETME'dir. Gereklilikleri ihlal edince kendimize düşman oluruz. Kişi olmasına gerektiğine inandığı ölçüde bilgili ve yararlı olamamıştır. Çoğu zaman hasta böyle bir ihlalin farkında değildir. Ancak görünüşte ortada hiçbir sebep yokken morali bozulur. Kendini rahatsız yorgun kaygılı hisseder ya da aşırı hassaslaşır. Bu talepler kişinin ideal imgesini gerçekleştirme girişimini oluştururlar. Kişinin kendisine yabancılaşmasını arttırmakta 2 şekilde etkilenirler:1-Kişiyi doğal duygularını ve inançlarını tahrif etmeye zorlayarak2-Belirgin olmayan bir bilinç dışı samimiyetsizlik yaratarak Kişinin bu talepleri uyamamasının farkına varması, kendine yönelik nefretini denetimden çıkarır. Bütün kendinden nefret etme biçimleri karşılanmayan gerekliliklerin doğrultusundaki yaptırımlardır. Bu da kişinin insanüstü bir varlık olabilseydi kendinden nefret etmeyeceğinin farklı biçimde dile getirilmesinden başka bir şey değildir.2- Merhametsizce Yapılan Kendini Suçlama: Kendinden nefret etmenin başka bir ifadesidir. Kişi korkusuzluk, cömertlik, irade gücü ve benzeri mutlaklara ulaşmakta başarısız olursa gururu onu suçlu bulur. Farklı fikirlerini dile getirmesi ya da sömürüye karşı hakkını savunması gerektiğinde bunları yapmak yerine ödün vermiş olduğunu fark ederse, bundan ders çıkarmak ve değişmeye çalışmak yerine yıkıcı suçlamaların kıskacında cesaret edemediği ya da iğrenç bir korkak olduğu için kendini ezecektir. Böylelikle kendisini gözlemlemesinin tek etkisi kendisinin suçlu ya da değersiz hissetmesini sağlamak olacaktır. Bir dahaki sefere düşüncesini dile getirilmesini daha da güçleştirecektir. Bir yazar, kendisinde bulunan ve yazmayı sıkıntı verici bir mücadeleye dönüştüren çeşitli etkenler yüzünden yaratıcı çalışmasında tıkanmıştır. Kendisine karşı anlayışlı olacağına ve sorunu yakından tanımaya çalışacağına, kendini çalışmasına gerçekten ilgi göstermeyen tembel işe yaramaz biri veya sahtekarın teki gibi tanımlar. Güdülerimiz nadiren katıksız altındadırlar. Genellikle çeşitli görünenden daha değersiz metallerden biriyle alaşımlıdırlar. Yine de güdülenlerimizin büyük bir kısmı alınsa altın diye tanımlamamıza yetmektedir. Ancak nevrotikin durumu böyle değildir. Tek tek ağaçlara bakmaktan bütün bir ormanı görmeyecektir.
Kişi ağırlık merkezini ideal benliğine kaydırınca yalnızca kendini üstün kılmaz ama aynı zamanda aktüel benliğine yanlış bir bakış açısıyla bakar. Görkemli benliği yalnızca peşinden koşulacak bir hayal olmaz; ayrıca kişinin aktüel varlığının ölçütü olur. Tanrısal mükemmelliğin bakış açısıyla bakıldığında aynada gördüğü varlık öylesine mahcup edici utanılası bir görüntü sergiler ki bu varlığı küçümsemekden başka çaresi olmaz. GURUR SİSTEMİ: GURUR + KENDİNDEN NEFRET ETME Kişi hep kendisiyle yaşamak zorundadır. Bazen karısını boşayabilse başka bir işe girebilse her şeyin daha iyi olacağını düşünür. Ancak ne yaparsa yapsın yanına kendini de almak zorundadır. Yaşamını iyi yağlanmış bir makine gibi sürdürse bile hala enerjiyle, zamanla güçle, dayanıklılıkla ilgili sınırlandırmalar olacaktır. Kişi bir blöfçü, bir sahtekar, bir ucube olduğu yolunda sıkıntı veren bir duyguya kapılabilir. Genellikle kişinin kendi gerçekliği, onu rahatsız eder. Hayalinde tanrılaşmış olan bu kişi toplumsal durumlarda beceriksizdir. -Birisinde iyi izlenim bırakmak isterken ya elleri titrer ya konuşurken kekeler, yüzü kızarır
-Hayalinde patronu ile adam gibi konuşurken yalnızca aptalca bir gülümseme sergiler-Bir tartışmayı hemen bitirecek olan parlak sözler ertesi gün aklına geliverir aklına Aktüel ampirik benlik ideal benliğin mecbur bıraktığı incitici yabancıya dönüşür ve ideal benlik ise bu yabancıya nefret ve hor görüyle düşmanlık besler, aktüel benlik ideal gururunun kurbanı olur. İki çatışma yükselir:1- Genişlemeci dürtüler-Kendini ortamdan silme dürtüleri arasında (yüzeydeki çatışma)2-Gurur sistemi- Gerçek benlik arasında (Asıl çatışma)Gerçek benlik, gurur, üstünlük mertebesine yükselirken ve geri plana itilmesine, bastırılmasına karşın hala potansiyel olarak güçlüdür ve her şeyin güllük gülistanlık olduğu koşullarda tümüyle etkinlik kazanabilir. Kendinden nefret etme, artık aktüel benliğin sınırlandırmalarından ve kusurlarından çok, gerçek benliğin ortaya çıkmakta olan yapıcı güçlerine yönlendirilmektedir.Temel içsel çatışma sağlıklıyla nevrotik yapıcı olanla, yıkıcı olan güçler arasındaki çatışmadır. (SAĞLIKLI ve NEVROTİK GÜÇLER). Kişi sınırlarına duyduğu nefreti benliğine (kendisine) duyduğu nefretten daha kolay fark eder. Aktüel benliğe yönelik nefret her zaman karışık bir olguyken gerçek benliğe yönelik nefret neredeyse saf haliyle görülebilir. Büyüyen AcılarBoyun eğeceğim kendi kendimin yıkıntısına,Ben ki iki kişiyim,Olabileceğim ve olduğumve sonunda yok edecek biri ötekini.Olacaktım zıplayan at gibi,Olduğum ise onun kuyruğuna prangalı Tıpkı bir çark, olduğum ise onun feleğiTıpkı bir öfke, parmakları dolanıyor kurbanının saçlarına vampir gibi tıpkı Oturup yüreğinin üstüne emiyor emiyorOlduğum olabileceğimin kuyruğuna zincirli,Christian Morgenstern Kusurlu olmanın suçlanması, kişinin kendisini özdeşleştirdiği tanrısal ölçütleri teyit etmektedir. Hastanın kendine duyduğu nefreti ortaya çıkardığımızda hasta bundan kurtulmaya çalışmak yerine, akla yakın bir biçimde yüksek ölçütlerin geçerliliğini ve kendine daha fazla hoşgörü göstermesi halinde savruk olma tehlikesinin olduğunu savunabilir. Ya da horgörüsünü hak ettiğini söyler. üçüncü etken benliğe yabancılaşmadır. Kişi kendisi için hiçbir şey hissetmez. Kişinin kendisiyle kavga ettiğinin farkına varmasının yapıcı bir davranışı başlatabilmesi için öncelikle acı çeken benlik için bir parça duygudaşlık olmalıdır. Kendilerine yönelik suçlamaların farkında olan nevrotikler bile ne bunların yoğunluğunun ne de yıkıcı doğasının farkındadırlar. Suçlamalarını üstün ahlaki duyarlılıkların bir kanıtı olarak görmeye eğilimlidirler. Geçerliliklerini sorgulamazlar. Kendilerini suçlu, değersiz kısıtlanmış, eziyete uğramış hissederler. Kısıtlanmış hissetmenin acısını çekmek yerine "cömert fedakar görev aşığı" olmaktan gurur duyarlar. Psikiyatr Gökhan ÖzPodcast müziği: Michael Kobrin - The Introvert
(Bir önceki bölümden..)3-UNUTMAK, İNKAR ETMEK, ÇARPITMAK, ötekilerin olaydaki payını büyütmek (yanlış bir şey yaptığımızda, saçma bir şey söylediğimizde)-Üç gecedir uyumamış olmak, kalbi temiz olmak, kışkırtılmış olmak gibi hafifletici nedenler affettirici nedenlere dönüşür. -Pek çok insan bir şeyi yaptığı için ÇOK ÜZGÜN OLMASININ ve bunu söylemesinin her şeyi yerli yerine oturması gerektiğine inanır. 4-MİZAH KULLANIMI: (Terapide şakalar yapmak, kendi ile dalga geçmek)-bir yandan kendini mizahi bir şekilde yerden yere vuran hastalar bir yandan da eleştiriye karşı aşırı hassas olabilirler. Mizah burada utancın acısını azaltmak için kullanılır. 5-Gururun gelecekte incinmesini engellemek için KAÇINMAK -Gurur hem öylesine incinebilir hem de öylesine değerlidir ki. Gelecekte de korunması gerekmektedir. Nevrotik kişi gelecekte incinebileceği durumları savuşturabilmek umuduyla inceden inceye işlenmiş bir kaçınmalar sistemi inşa edebilir.-Bir etkinliğe gitmekten aslında gururunu incitebileceği için kaçınır ama bunun farkında olmaz. -Yeteneklerini uğraşlarını ilerletmez. -Bir sevgili adayına konuşma, buluşma teklifinde bulunmaz. -Etraftaki insanlarla iyi konuşamayacağım diye tatile, insan içine çıkmayabilir. -Yalnızca herkesin onu tanıdığı yerlere gidebilir (SOSYAL FOBİ)-Sıkılgan hale geleceği için toplumsal ilişkilerden uzaklaşır. Böylece gelir düzeyine göre ya da dişe dokunur bir şey yapmaz ya da vasıf bir işe bağlı kalır ve harcamalarını katı bir biçimde sınırlandırır. -Bir çok açıdan elindeki standartların daha altında bir yaşam sürdürür. Uzun vadede bu durum onun başkalarından giderek daha da uzaklaşmasını gerektirecektir. Çünkü KENDİ YAŞ GRUBUNUN GERİSİNDE kalmasıyla da yüzleşemeyecektir ve dolayısıyla başkalarının işiyle ilgili karşılaştırma yapmasından ya da sorular sormasından çekinecektir. -Kendi alanında çok çalışıp başarılı olabilir. Ancak toplumsal hayattan çekilir. -Başkalarıyla duygusal ilişkiler kurmakla ilgili birçok korkunun arasında gurura yönelik hasarlardan duyulan korku sıklıkla belirgin rolü oynamaktadır.-Kişi karşı cinsle ile ilişkisinde göz alıcı bir başarı elde edememekten korktuğu için kaçınabilir. (Bazı eşcinsel dürtülerin nedeni budur diyor.)Ben de bu sırada Karen Horney'in kitabı 1940ların ruhuna göre ve o zamanki bilime göre yazdığından bahsedip, homoseksüellik, transseksüellik ve psikanalizin ve DSM ve ICD sistemleri ile güncel, bilimsel psikiyatrik akımın buna yaklaşımı konusunda biraz konuşuyorum. Kaçınma cinsellikten kaçınma dışında pek çok farklı, kendine özgü meseleyle ilgili olabilir. Böylece kişi topluluk önünde konuşmaktan, spor etkinliklerine katılmaktan, telefonla görüşme yapmaktan kaçınabilir. Etrafta telefon görüşmesini yapacak, karar verecek ya da ev sahibiyle konuşacak başka biri varsa hasta bütün bu işleri bu kişiye bırakır. kaçınmaların iki özelliği:a)Gurur kırılma riskine girmektense KAÇINb)yapıp başarısız olursan gururun kırılır, KAÇAncak tam da geri çekilmesi gururunun daha derinden hasara uğratır. -Hayal işlemeye başlar: "Kendimi besteye ya da yazıya verseydim Chopin'den ya da Balzac'tan daha büyük olurdum."-Yaşlanmak ve öleceğimiz bilgisinden kaçınılır. Bu sırada hayal gücü çalışır. -Sonra Gerçek benliği kaybolur ve kendini gerçekleştirmesi için kullanabileceği enerjisi İdeal benliğe kaydırılır. (Dorian Gray'in Portresi)-Son olarak özel değerler sistemi geliştirilmelidir. Bu sistem tıpkı George Orwell'in 1984'ündeki GERÇEK BAKANLIĞI gibi kendisinde hoşlanması ve kabul etmesi idolleştirilmesi, gurur duyması gerekenleri belirler. Ancak bu değerler sistemi haliyle neyin reddedilmesi, neden tiksinilmesi, neden utanması, neyin küçümsenmesi ve neden nefret edilmesi gerektiğini de belirler. Gurur ve kendinden nefret etme birbirlerinin ayrılmaz parçasıdırlar. Aynı sürecin bir ifadesidirler. Yaratıcı, huzurlu ve mutlu bir ömür dilerim. Sevgiler, saygılar.Psikiyatr Gökhan ÖzPodcast müziği: Michael Kobrin - The Introvert
İncitici davranışın incinmiş gururdan kaynaklanabileceği ihtimalini daha sıklıkla düşünseydik kendimizi pek çok sorundan koruyabilirdik. KİŞİSEL algılamazdık.-Birine yardım elimizi uzattığımızda bize çirkin tarzda davranırsa onun yardımımızı kabul ettiği için gururunun incinmiş olabileceğini hesaba katmalıyız. Aynı şekilde herkesi hor görüyorsa kişinin küstahlığı olduğunu düşünmek yanında onu gururu sebebiyle yaygın bir biçimde incinmeye açık, hayatta karşısına çıkacak deneyimlere hazırlıksız biri olarak değerlendirmeliyiz. Korku, kaygı ve panik (ANKSİYETE) hem gelecekte olması beklenen hem de gerçekleşen aşağılanmalara yönelik tepkiler olarak meydana gelirler. Sınavlarla, topluluk içinde yapılacak etkinliklerle, toplumsal ortamlarla ya da biriyle çıkma deneyimiyle ilgili olabilir. Bu tür durumlarda yaşanan duygular genellikle SAHNE KORKUSU olarak adlandırılırlar. (SOSYAL FOBİ)-Biriyle tanıştığımız ilk seferde iyi izlenim bırakmak istediğimizde -Bazen de yeni bir işe başlamak, resim yapmaya başlamak, topluluk içinde konuşma dersine katılmak gibi durumlarda çekingenlik/korku söz konusudur. Kişiler bunu başarısız olma, rezil olma ve alay konusu olma korkusu olarak tanımlarlar. -Kişi aslında başarısız olmaktan değil, zorlayıcı gerekliliklerinin ondan talep ettiği ölçüde mükemmel bir biçimde etkinlik gerçekleştirmekten ve bu yüzden de gururun incelenmesinden korkar. -Bir başka türü REDDEDİLME ile ilgilidir. (maaşına artış istemek ya da bir ricada bulunmak, başvuru yapmak veya bir kadınla tanışmak)-Anksiyete cinsel ilişkilerden önce gelebilir. -Hakaret işitince meydana gelebilir. Kimileri kendilerine saygısızca ya da küstahça davranmasına titreme, sarsılma, terleme veya başka korku ifadeleriyle tepki gösterir. Bu tepkiler, HİDDET ve KORKU karışımıdır. Bir tepeye tırmanamayınca (normalde korkmadığı) sahipli bir köpekten korkmasını inceleyen kadının örneğini anlatıyor. KORKU ve HİDDET birbirlerine bağlıdırlar ve biri olmadan ötekini kavrayamayız. Her ikisi de GURUR incinmesi sonrası görülebilirler.Nevrotik kişi GURUR ve KENDİNİ HOR GÖRMEden oluşan iki alternatif arasında yaşamaktadır. Bazı psikoz vakaları, depresyonlar, alkol tüketimi durumları ve psikolojik ağrı hastalıkları nevrotik gururun kırılmasına bağlı olur. Gururu korumanın en sık kullanılan ve en etkili yolu ÖÇ ALMA'dır. Bizi inciten kişiden intikam alarak kişinin kendi gururumuzun onarılacağına inanç duyarız. Karşıdaki kişinin tam da gururumuzu incitme gücüyle kendini bizim üstümüze çıkardığına ve bizi yenilgiye uğrattığına inanır, ondan öç alarak ve onun bize yaptığından daha fazla onu inciterek durumu tersine çeviririz. Amaç KISASA-KISAS DEĞİLDİR. Daha sert karşılık verip galip gelmektir. Zaferin gerisinde kalan hiçbir şey gururu onaramaz, üste çıkmak ve orada kalmak gerekir. Bu nedenle karşılıklı cevapların laf sokmaları, bitmediği tartışmalar görürüz. -GÖRKEM ARAYIŞI: (KENDİNİ İDEALLEŞTİRME zemininde): nevrotik hırs+ mükemmellik ihtiyacı+ ÖÇ ALICI YENME İHTİYACI-Gururu onarma yolları arasında önemli bir başka yol da İLGİ YİTİRMEK'tir. Pek çok insan spora politikaya entelektüel uğraşlara ve benzerlerine olan ilgilerinden vazgeçerler. Çünkü işler mükemmel olmamıştır.İyi bir öğretmendir ama ANINDA üstesinden gelemeyeceği ya da aşağılayıcı olduğuna inandığı bir görev verildiğinde öğretmenliğine olan ilgisi söner. Bu tüm öğrenme süreçleri için de geçerlidir. Kişi iyatroya ya da resim yapmaya tutkuyla başlayabilir. Ancak bütün yeteneklerine karşın bir gecede ünlü olmayacaktır. Sınıfındaki tek yetenekli kişinin kendisi olmadığını fark eder. Gururu incinir. İlgisini yitirir. Başarısız olur. -Daha iyi çabalasa elde edeceği yararları sağlayamaz, ilerleyemez. -Karşımızdakinden birden soğuduğumuzda bu ilişkideki bir şeyin gururumuzu, incitmesi söz konusu olabilir. O bizden daha popüler olmuştur, ya da kişi bize her zamankinden daha az ilgi göstermiştir. Psikiyatr Gökhan ÖzPodcast müziği: Michael Kobrin - The Introvert
Nevrotik için gurura dayandırılmayan hiçbir şey yok gibidir. -Bir kimse için parıltılı bir özellik olan bir şey bir başkası için utanç verici bir sorumluluktur. -Biri başkalarına kaba davranmaktan gurur duyarken bir başkası kabalık olarak yorumlanabilecek her şeyden utanç duyar ve başkalarına karşı duyarlılığından gururlanır. -Biri hayatta blöf yaparak yolunu bulmaktan gururlanır, başkası blöf çağrışımı yapacak herhangi bir davranıştan utanır. -Bir yanda insanlara güven duyabildiği için gururlanan biri varken öte yanda insanlara güvenmediği için aynı şekilde gururlanan biri vardır...-Kendiyle gurur duyma ihtiyacı öylesine zorunludur ki kişi kör ihtiyaçların kıskacında olma düşüncesine katlanamaz. Böylece bu ihtiyaçları gurur duyabileceği erdemlere, özelliklere dönüştürmek için hayal gücünü kullanır. -Yalnızca ideal benliğini gerçekleştirme dürtüsüne hizmet eden ihtiyaçlar bu dönüşümden geçerler. Öte yandan bu dürtüyü engelleyen ihtiyaçları bastırmaya, inkar etmeye, küçümsemeye eğilimlidir.-Değerlerin nevrotik tarafından tersyüz edilmesini karikatür ile anlatıyor yazar: Kendi resmini boyayıp beğenmediği özellikleri düzelten bir ressamın dünyaya kendini değil resmini sunuyor.-Böylelikle tutarsızlık-sınırsız ÖZGÜRLÜĞE, aile hazırdaki bir ahlak koduna karşı kör bir başkaldırı-sıradan ÖNYARGILARI AŞMIŞ OLMAYA, insanın kendisi için bir şey yapmasıyla ilgili korku-azizlere özgü BENCİLLİKTEN UZAKLIĞA, ödün verme ihtiyacı-KATIKSIZ İYİLİĞE, bağımlılık-SEVGİYE, başkalarını sömürmek-kurnazlığa dönüşür. -Görkem arayışında kendimizi tüketirsek kendi gerçeğimiz ile ilgilenmeyi bırakırız. Kişi bir dürtü, tutum ya da tepkiden bilinçdışında ya da bilinçli olarak gurur duyduğu sürece uğraşılacak bir problem olarak değerlendirmez. Farkında olmadan başkalarının zekasıyla alt etme kabiliyetinin onu üstün bir insan yaptığına inanabilir ve gizliden gizliye bundan gururlanabilir. Böylelikle başkalarının zekasıyla alt etme eğilimini değiştirmekle değil, kendisindeki bu eğilimi mükemmelleştirmeyi engelleyen etkenlerle ilgilidir.Nevrotik gurur, iskambil kağıtlarından ev kadar temelsizdir ve en hafif rüzgarda yıkılır. İncinmiş gurura yönelik 2 tepki: UTANÇ ve AŞAĞILANMAHerhangi bir yersiz ya da aşırı boyutlardaki utanç ya da aşağılanma tepkisinde şu 2 soruya yanıt vermeliyiz1-Bu tepkiyi doğuran gereklilik nedir?2- Altta yatan hangi özel gurur incinmiştir? Mastürbasyona karşı makul, mantıklı bir tutumu olan ve başkaları tarafından yapıldığında uygunsuz bulunmayan kişi kendi yaptığında aşırı utanç duyuyorsa;
-Elde edilen tatmin cinsel ilişkiden daha mı büyüktür? -Mastürbasyona eşlik eden fanteziler meselesi midir?-Söz konusu olan kişinin çeşitli ihtiyaçları olduğunu kabullenmesini mi ifade etmektedir? -Zevkine ve rahatına düşkünlük ifade etmektedir? Özdenetim irade denetimi kaybını mı ifade etmektedir? Hangi türden gururun incindi? sorusu önemlidir. Sevgilisi olan bir kadın evli olmamaktan dolayı çok utanıyorsa (ya da aşağılanmış hissediyorsa); -Sevgilisinin yeterince göz alıcı olmamasıyla mı yoksa kendisini ona yeterince adamamasıyla mı ilgilidir? -Kadının adamın kendisine kötü davranmasına izin vermesiyle mi ilgilidir? -Kadının adama muhtaç olmasıyla mı ilgilidir?-Sevgilisi olmak kavramının kendisiyle mi ilgilidir?-Evlilik saygınlık meselesi midir?-Evlenilmeye layık görülmemiş midir? Bu gibi durumlarda UTANÇ ya da AŞAĞILANMA tepkisi çeşitli oranlarda ortaya çıkar. Tepkilerimiz yalnızca durumlar tarafından değil, daha çok kendi nevrotik ihtiyaçlarınızla belirlenir. -hakaretler onu 2 şekilde incitir: aşağılanmaya karşı öfke, ve utanç (korku). Bu içsel durum yaygın huzursuzluğa büyük ölçüde katkıda bulunmaktadır. Bu iki duygu başka duygulara dönüştülüp gözümüzden kaçabilir. Gurur incindiğinde hoşlanmamadan nefrete, huzursuzluktan, öfkeye, oradan gözü kör eden cinayeti hiddete gidebilir.
Bu bölümde NEVROTİK GURUR'dan bahsediyoruz. Mükemmel olma yolundaki bütün gayretlerine rağmen nevrotik özgüven ve haysiyeti elde edemez. İçsel güven getirmez, hala kişiliğinin derinliklerinde istenmediğine inanır, kolayca incinir ve değerinin teyit edilmesine sürekli ihtiyaç duyar. Desteklendiği sürece kendini güçlü ve önemli hissedebilir, ama bu coşku yabancı bir ortamda, başarısız olursa veya kendisiyle baş başa kalırsa çöker. "Cennetin krallığı (özgüven) dışarıdan gelen işaretlerle gerçekleşmez."Özgüven için çocuklukta desteklenmeye ihtiyaç duyar. (temel güven-basic trust duygusu)Bunların yerine bazı olumsuz etkenler sağlıklı özgüvenin gelişmesini engeller:-Kendisine duyulan kör hayranlık önem duygusunu şişirebilir.-gerçekten olduğu kişi nedeniyle değil de ailesinin istediği ölçütlere göre (başarı, saygınlık vb) sevildiğini düşünebilir.
-Okuldaki kabahatler ve başarısızlıklar şiddetle kınanırken başarılar doğal karşılanır. -özerk ya da bağımsız olma yolundaki çabalar dalga konusu yapılmış olabillir. -Tüm bu etkenler çocukta değersiz olduğu, ya da olmadığı birine dönüşmediği müddetçe değersiz olacağı hissini uyandırabilir. Nevrotik gelişim varoluşunun özünü zayıflatır, kendine yabancılaşır ve bölünür. Kendini idealleştirme bunu düzeltmek için yaptığı çabadır. Bazen hayalinde bazen de gerçekte arzuladığı görkeme kavuşur. Ancak SAĞLAM ÖZGÜVEN yerine NEVROTİK GURUR'a sahip olur. Pekçok hasta özgüveni yoktan var olan arzulanınca gelen bir özellik olarak değerlendirir. Terapistlerinden kendilerine özgüveni aşılamasını isterler. Halbuki özgüven ile halihazırdaki sahici özelliklerimizle olur. Bunu ancak zaman ve çalışma yapılabilir. Balıkçının özgüveni, teknesinin iyi durumda olması, ağlarının onarılması, hava ve su koşullarına ilişkin bilgisi ve kas gücü gibi somut özelliklere dayanılır. Nevrotik gururun sağlıklı gururdan temel farkı nicelikte değil niteliktedir. Nevrotik gururun en bilinen, kanıksanan özelliği saygınlıktır. Saygınlığı hedeflemeyi seçen nevrotikler için saygınlıkla ilişkili olan grupların içine girmek önemlidir. Ama nevrotik kişi derinlerde gruptan kopuktur, grubun parçası olarak hissetmez kendini, ait olma duygusu yoktur, grubu kişisel saygınlığı için kullanmaktadır. Ama kişinin saygınlık konusunda bu kadar zorlantısının olması terapist tarafından bile kolay fark edilmez. (Terapistte de saygınlık gerekliliği olabilir)Nevrotik gurur, kişinin İDEAL İMGESİNE ait olan hayali özelliklere dayanır. Hali hazırdaki özelliklerinden değil hayali özelliklerinden gurur duyar. Hatta halihazırdaki güzel özelliklerini görmeme, küçümseme eğiliminde olur. Nevrotik aynada dünya ve kendisiyle ilgili sadece kendi DÜŞÜNCELERİNİ görmektedir. Bu nedenle hemen hemen herkes aklından zekasından gurur duyar. Başka hastalar İNCİNMEZLİKTEN gurur duyabilir. (Hastalanmamak, şanslı olmak, yaralanmamak).Sıtmanın kol gezdiği bir bölgede hastalanmamak, kumarda kazanmak, gezintiye çıkıldığı sırada havanın güzel olması gururlanma nedenidir. ,Aslında bütün nevrozlarda bütün iddialar (NEVROTİK İDDİALAR) gurur meselesidir. Kimi nevrotik üzüldüğü sırada yatıştırılma, hoşgörülme, aklanma hakkı görür. İhtiyacı olduğu ve hak ettiği durumda bile, yardım istememekten, hatta reddetmekten gurur duyabilir. Kimi hasta çok iyi pazarlık yapmasıyla kimi hasta ise asla pazarlık yapmaması ile gurur duyabilir. (Gerekliliklerine göre)İyinin ve kötünün bilgisi onu tanrısal yapar. Gururu ahlaki olmasında yatmaz; nasıl olması gerektiğini BİLMESİNDE yatar. Psikiyatr Gökhan Öz
Podcast müziği: Michael Kobrin - The Introvert
Bu bölümde; Gerekliliğin Zorbalığını anlatmaya devam ediyor, ve üçüncü bölümümüzü bitiriyoruz:ahlaki değil, zorlayıcı, hayal dünyası tarafından şekillenir.Gereklilik süreci dışsallaştırılır. (Başkalarına yansıtılır).-Mükemmel bir sevgili olmadıgında, ya da bir yalanı yakalandığında öfkeyle kendisini başarısızlığa uğratanlara öfkelenir. Kendisine yönelik beklentilerini başkaları ondan istiyormuş gibi hisseder.Terapistin kendisinden imkansızı beklediğini, her zaman üretken olmasını, her zaman anlatmaya hazır bir rüyasının bulunmasının beklendiğini vb. düşünür. Ötekilerin beklentilerini tahmin etmeye bunları karşılamaya çalışabilir. Diğer kişilerin onu bir şeye zorladıklarını düşünür. Yılbaşında kendisinden hediye beklendiği için hediye almaya karşı çıkabilir.Bir işe ya da randevuya her zaman beklendiğinden biraz geç gidecektir. Kendisinden bir şey istendiği zaman aşırı tepki gösterecektir. Kendisine duyduğu öfkeyi ötekilerden geliyormuş gibi hisseder. Bir hastadan örnek veriyor: Kendisinden mülteci bir yazara yardım etmesi İSTENDİĞİNDE redddeden sonradan pişman olup kafası karışan bir iş adamının gerekliliklerini fark ediş öyküsünü anlatıyor. Aynı zamanda ÇOK CÖMERT OLMALI ama aynı zamanda KİMSENİN ONU ZORLAMASINA İZİN VERMEMEMELİydi. Gereklilikler gerginlik hissi oluştururlar ve kişi gerekliliklerini gerçekleştirmeye çalıştıkça daha da büyür ve bu kişi kronik yorgunluk yaşayabilir. Kişi eleştiriye tahammülsüzdür, kendisine acımasız davranır. Gereklilikler duyguların isteklerin düşüncelerin ve inançların doğallığını bozar. Kişi gerekliliği nedeniyle nasıl hissetmesi gerekiyorsa öyle hissetmek zorunda kalabilir. Hastalar duygularının sahteliğini fark ettikleri süreçten geçtikten sonra şöyle cümleler kurabilir: "Ne yani, öğrencilerimi, kocamı arkadaşlarımı sevmiyor muymuşum?" Acaba ben kimseyi gerçekten seviyor muyum? Doğal isteklerin içimizdeki gerekliliklerce belirlenmesinin boyutları şaşırtıcıdır. Bir hastanın gerekliliklerinin zorbalığını fark edince yazdığı mektuptan:" Neredeyse hiçbir şeyi, ölümü bile isteyemez hale geldiğimin farkına vardım, ve kesinlikle yaşamıd da... Şimdiye kadar sorunumun ister katıksız bir iradeyle ister sabırla olsun, yalnızca bir şeyleri yapamamak, hayallerimi birakamamak, kendi öteberilerimi toparlayamamak, huzursuzluğumu kabullenememek ya da denetleyememek, kendimi bir daha insan kılamamak olduğunu zannediyordum. Şimdi farkına vardım ki sözcüğün tam anlamıyla hiçbir şey hissedemiyordum. O ünlü hassaslığıma rağmen... "Yapmacık duygu yaratımı en çok iyilikseverlikle ilgili gereklilikleri olanlarda olur. Ama bu ısmarlama duygular bir güçlük karşısında kolayca kızgınlığa, horgörüye bırakır. Başkalarının da diğer insanlara ihtiyaç duymadıklarına inanmaları gerekir.;O kadar çok duyguları denetlenir ki, bunu genel bir duygusal cansızlık takip edebilir.İstemek ile ilgili tabusu varsa (kimseden bir şey istememeliyim), toplumdan bir şey istemez bu nedenle toplumun istediklerini o istemeden vermeleri gerektiğini düşünür, sonra öfkelenebilir.Kendimizi mükemmel olmak için biçimlendirmeye çalıştıkça daha ağır bedeller öderiz. Duygular bizim en canlı kısımlarımız; dikta rejimi ile yönetilirse temel varlığımızda derin bir belirsizlik oluşur. Bu durum bizim kendi içimizdeki ve dışımızdaki bütün ilişkileri bozar. Gerekliliklerin en büyük sonucu karşılayamadığımızda gelişen en büyük sonuç KENDİNDEN NEFRET ETME ve KENDİNİ HOR GÖRME'dir. Sağlıklı yaratıcı ve huzurlu günler dilerim. Psikiyatr Gökhan ÖzPodcast müziği: Michael Kobrin - The Introvert
Çocukluğa (geçmişe) yönelik tutum gerekliliğin bulunduğu tek alan değildir.Bir kişi, sırf eleştirisini içtenlikle yaptığı için mutlaka yapması gerektiğini düşünür. Bir başkası çocuklarını hiç nevrotik yapmadan yetiştimeliydim der.Pişmanlık duyan sağlıklı kişi , neden başarısız oldunu inceleyip dersler çıkarmalıdır. Elimizden geleni yapmış olduğumuzu da kabullenmeliyiz.Nevrotik ise elinden gelenin (mucizevi bir şekilde) daha fazlasını yapmalıdır.Nevrotikin gerekliliklerinden bir sorunun eksikliğin farkına varır varmaz düzeltmesi bir daha aynı hatayı yapmaması zorunluluğudur. (Dikta rejimi)"Katıksız bir irade gücüm olmalı" diyenler korkularının üzerine gidebilir. Buradaki üzerine gidiş aslında asıl sorunu saklayarak tedavi etmeden belirtiyi gidermektir diyor yazar. Bilişsel Davranışçı Terapi ekolünü eleştiriyor. (Ben buna kısmen katılıyor, kısmen de katılmıyorum.)Belli nevrotikler bir zaafını fark eder etmez ani bir karar alıp ("İRADE GÜCÜM SAYESİNDE") ve hemen en şiddetli çözümü uygularlar (çok şiddetli diyet, çok şiddetli çalışma programı). Analist bu tür gayretleri desteklememeli, bu ani kararın arkasında ne olduğunu aramalıdır diyor. (Kısmen katılıyorum).Ama bu bilinçli gayretler ketlenme (tutulma) ve insanı tüketen hayaller karşısında yok olur. (Yani nevrotik sürdüremez bu planları.)Bir hasta örneği, (hasta saçma fantazilerinin peşinden koştuğunu fark ediyor, bu hayalleri bırakma kararı alıyor, ama bu hayaller geçmeyince İRADE GÜCÜYLE bitirememekten dolayı Karen Horney karşısında suçluluk duyuyor.)Yansıtma düzeneği anlatılıyor. Terapideki (ya da yaşamdaki) birçok öfke aslında bir sorun nedeniyle değil, sorunu hemen çözememiş olmakla ilgilidir. (irade gerekliliği)İçsel hedefler "mükemmel bir görüntü"yü sağlamayı hedefler. Bu nedenle kişiyi zor durumlara sokarlar. (el titremesi vb)Sağlıklı kişi şu anda olduğumdan daha cömert olayım derken nevrotik en cömert olmayı hedefler. Edebiyattan Madam Wu karakteri anlatılıyor (Dışarıdan mükemmel gibi gözükürken bir sorun karşısında dağılmak)Nevrotik, kendisinde çıkan bu belirtiyi (sunum korkusu, el titremesi panik atak) yadırgar, utanabilir. Yazar Freud'un kuramındaki SÜPEREGO'nun aslında bazı gerekliliklerin ahlakileştirmesi olduğu gibi bir eleştiri yapıyor.Zorba gereklilikler kişi tarafından karşılanamadığında; -tüm bir kaygı -umutsuzluk -kendini kaybetme-özyıkıcı itkiler (kendini sabote etme zarar verme dürtüleri) yaşar ve bu konularda kendini haklı görür. "Tüm sorunları öngörmeliyim" gerekliliği olan bir hastanın bir sorunu göremediğinde yaşadığı çöküşü anlatıyor. Trafikte bir küçük bir kaza yapan bir başka hastadan, ya da bir kusuru gösterilince dağılan hastalardan örnekler veriyor. İçsel buyruklar (zorba gereklilikler) eğer çatışırsa, birbiriyle çelişen iki gereklilik olursa (iyi koca ol, iyi baba ol, iyi çalışan ol) büyük zorluklar yaşar. Genişlemeci (narsisistik, obsesif antisosyal ) tip gerekliliklerini karşıladığını düşünür, gurur duyar ve gerekliliklerine karışılmasını istemez. Alman ozandan bir nükte anlatıyor Kendini ortamdan silen/Uyum sağlayıcı/yakınlaşan(depresif, histerik, bağımlı) tip ise: gerekliliklere uymaya o da zorunludur ama bunlara asla ulaşamadığını yetemediğini düşünüyor. Uzaklaşan/Kendine Çekilmiş (Şizoid) Tip: en isyankar olduğu için tüm gerekliliklerine de isyan edebilir. (bu tipin isteği özgür olmak/rahat bırakılmaktır)Bazı hastalar bu gereklilikler nedeniyle sıklıkla birbirine zıt uç kararlar alırlar. Borcumu ödemeliyim, hayır ödemeyeceğim. Çok tutumlu olmalıyım- hayır istediğim gibi harcamalıyım. Psikiyatr Gökhan ÖzPodcast müziği: Michael Kobrin - The Introvert
Nevrotik kendini Yunan mitolojisindeki Pygmalion'un ESERİNE yaptığı gibi KENDİNİ idealleştirir ve sanki kendisine (bilinçdışı olarak) şöyle der:"Gerçekte olduğun kusurlu yaratığı unut, olman gereken şey bu, tek önemli olan ideal benlik olman. "Her şeye katlanmalısın, her şeyi anlamalısın, herkesi sevmelisin. Her zaman üretken olmalısın.." Buyruklar merhametsiz oldukları için GEREKLİLİĞİN ZORBALIĞI olarak adlandırıyor Karen Horney. Bunlar nevrotiğin yapabilmesi olabilmesi, hissedebilmesi bilmesi gereken her şeyi ve yapmaması gereken tüm yasakları ve tabuları belirler. "Dürüstlüğün eli açıklığın düşünceli olmanın, adaletin, saygınlığın, cesaretin ve cömertliğin en üstün bir örneği olmalı, mükemmel sevgili koca öğretmen olmalıdır. Her şeye katlanabilmelidir, Bir güçlükle karşılaşır karşılaşmaz onu aşabilmelidir, asla yorulmamalı, hastalanmamalıdır .Her zaman iş bulabilmelidir. Normalde 2 ya da 3 saatlik işleri bir saatte yapabilmelidir."Bu buyruklar zor ve katıdır. bir hastaya kendisinden çok fazla şey beklediğini söylediğimizde onaylayacaktır, hatta farkına varmıştır ama kendisinden gereğinden az şey beklemektense daha çok şey beklemenin daha iyi olduğunu ekleyecektir. Zaman ve enerji sınırlamalarının üstünde olması iddiaları akıl dışıdır. Bu nedenle birçok hasta zeki oldukları için terapilerini anında tamamlamayı umar. Ama nevrotik zekasını sorunlarını saklamakta bile kullanabilir. Ya da bir sorunu fark eder etmez, aynı hatayı bir daha yapmaması gerektiğini düşünür. Çaba gerektiğini, zorlukların üzerine düşünmeyi ihmal eder. Bir öğretmen meslekteki uzun deneyimleri sayesinde bir kitabı şıp diye yazabilmesi gerektiğini düşünür. Herhangi bir noktada duraksama ya da zorluk olursa harap olabilir. içsel buyruklar polis devletindeki siyasal zorbalık gibi kişinin ruhsal durumunu şu anda içinde bulunduğu şartlar hiç önemsemeksizin işler. En sık olanlardan biri ASLA İNCİNMEMELİYİM. bu çok zordur. bu ancak yakınsamayı hedefleyeceğimiz bir ideal olabilir. Böyle bir projeyi ciddiye almak uzun bir plan, iddialarımız üzerinde sahte gururumuz üzerinde bizi incinebilir kılan tüm etkenler üzerinde disiplinli çaba gerektirir. ancak bu iddiadaki (ASLA İNCİNMEMELİYİM) nevrotik somut bir program yapmaz. Bir başkası: "Her zaman anlayışlı duygudaş ve yardımcı olmalıyım, SEFİLLER'deki rahip gibi" (Burada yazar bir hasta örneği veriyor ve ben yazarın çelişkili hastayı anlatışının sert olduğunu, herkesin birtakım çelişkileri olduğundan dem vuruyorum.)Kişinin zihnindeki önerme kişi için hiçbir şeyin imkansız olmamasıdır. Durum buyken var olan koşullarının incelenmesinin önemi yoktur. Bu durum en çok GEÇMİŞE yönelik iddialarda (iş çocukluk çağını hatırlamaya gelince) görünür.Geçmişin ne olduğu kadar kişinin nasıl hatırladığı da önemlidir. Kişiler çocukluk yıllarındaki ortam ile ilgili genelde şunlardan birini ya da birkaçını yapar:a) GÜZEL HATIRLAMA/onları sevmeliyim-sevgi ihtiyacı geliştirmişse (inkar bastırma)b) DIŞARIYI SORUMLU TUTMA/öfke-yaşamın sorumluluğunu reddediyorsa (yansıtma)c) TÜM SORUMLULUĞU ALMA/onların yapabileceği bir şey yoktu-ben aşabilmeliydim (karşıt tepki kurma)"çocukluk ortamım aslında çok zorluklarla doluydu, cehennem gibiydi başka çocuk mutlaka etkilenirdi ama ben etkilenmemeliydim. Kişi enerjisini bu "asla etkilenmemeliyim" zorbalığına ve yukarıdaki üç seçeneğin bir karışımını uygulaya harcamak yerine biraz NEVROTİK/KIRIK olduğunu kabul ederek geçmişin yol açtığı sorunları görüp, enerjiyi değişmeye harcarsa ve özellikle de zorluklarına rağmen nereden nereye geldiği ile gerektiği kadar gurur duysa kendisi için şimdi ve gelecekte çok daha iyi olacaktır. Örneğin maaşı vardır, hırsız olmamıştır, aile kurup çocuk yapmıştır, onlara kendisine davranılandan daha iyi davranmaktadır. ama yapabildiği %70in gururunu yaşamaz %30un acısını çeker bu GÖRKEM ARAYIŞI, NEVROTİK İDDİALAR, ve GEREKLİLİĞİN ZORBALIĞI yüzünden. İyileşmek kendini sevmekle olur.
Bu bölümde;NEVROTİK İDDİALARIN, hem çeşitlerini hem de özelliklerini öğrenmeye devam ediyoruz. Ötekilerin evleri daha hoştur, çimenleri daha yeşildir" (ötekilerin güzel özelliklerini fark eder kısıtlılıklarını görmez, kendi kısıtlılıklarını görürken kendi güzel özelliklerini fark etmez.)Nevrotik Nietzsche'nin "Lebensneid" diye tanımlandığı bir tür kıskançlığa sahip olur. (Bu kıskançlığın derdi hayatladır, sıkıntıların üzüntülerin dertlerin bir tek kendinde olduğunu düşünen bir duygudur.)Ama bir yandan iddiaları (rahat bırakılmalıyım, hoşgörülmeliyim, sevilmeliyim, bana yapılan haksızlıklar giderilmeli, herkes hizmetimde olmalı) haddini bilmez derecede olabilirken, öte yandan terapistinden bir kalem isterken ya da seansın değiştirilmesini isterken çok çekincen olur. Yalnızca "NİYET ETMENİN", "İYİ NİYETLİ OLMANIN", "İSTEMENİN" yetmesi gerektiğini düşünür. İddialar kişiyi aşırı hassas, tatminsiz yapar,Tüm bunların sonucu en yaygın belirtilerden biri olan "EYLEMSİZLİK" e yol açar. (Nevrotik tembellik). Bu ruhsal enerjinin felç geçirmesidir. Taşınmak ya da alışveriş yapmak gibi gündelik işleri yapmaya yönelik çok yorgun hisseder. Örneğin "Bu sene KPSS'ye hazırlanıcam, bu sene İngilizce kursuna gidip ingilizce öğrenicem." der, ama dersaneyi babası seçer, kursa gitmesi için annesi kaldırıp zorlar""Doğal olarak yalnızca hayataına yapıcı ilgisini yitirmiş birisi bu şekilde akıl yürütebilir."Mantığı bunun saçma olduğunu kabul etse de "YETERİNCE İSTERSE" çaba harcamadan elde edebilmesi gerektiğini düşünür/hisseder.İddialar sihir beklentisi ile doludur. Nevrotik iddiaların özelliklerini hatırlayalım ve güncelleyelim: Nevrotik iddiaların özellikleri:a) Gerçekçi olmamalarıb) Benmerkezci özelliği, (nevrotik/çocuk benzerliği)c) Bilinçdışı olmaları (farkında olmayız)d) Abartılı olmalarıe)Tatminsiz (Doyumsuz, açgözlü, yetmeyen)olmalarıf) Sihir beklentisi içinde olmaları (Yeterince İSTERSEM olur)g) Sorumluluğu kendinden başka kişilere, durumlara yüklemesiBorç istenirse çatışma yaşanır (vermezse kötü biri olur verirse güçsüz enayi olur). Bu nedenle borç isteyen kişiye kızar. ŞU AN (şimdiki zaman) görkemli bir gelecek uğruna feda edilebilirdir.Miras beklentisi içinde yaşamını dondurmuş birisi gibidir nevrotik. Hatta nevrotiğin durumu bundan bile kötüdür. Çünkü gelecek olan o güzel görkemli günleri beklerken şimdiki hayatına dair hiçbir şey yapmaz, bunu yapmanın o geleceği yok edeceğini, yitireceğini düşünür. Kişi sağlığa giden yolu yalnızca kendini idealleştirmede bulduğu çözümden vazgeçecek denli güçlü olduğu oranda düşünebilir. (Ancak kendimizi idealleştirmekten kurtulursak iyileşebiliriz.)
Dr. Gökhan ÖzPodcast müziği: Michael Kobrin - The Introvert
NEVROZ ÖYKÜLERİ'NİN (NÖ) bu bölümünde, "Ya hep ya hiç" tarzı düşünmenin fark edilmeyen bir türü üzerine öyküler anlatıyor ve yaptığımız işlere bakış açımızı değiştirebilecek bir duruma dikkat çekiyorum.Sevgi ve saygılar, Uzm Dr. Gökhan Öz Podcast müziği: Michael Kobrin - The Introvert
Bu bölümde;NEVROTİK İDDİALARIN, hem çeşitlerini hem de özelliklerini öğrenmeye devam ediyoruz. -Ölümden, yaşlanmaktan muaf olması iddiası.-"Davetim kabul herkes tarafından kabul edilmeli"-"Bilimsel çalışma yapmak istiyorum, parlak fikirlerim var ama angarya iş yapmamalıyım"-"Her şey bana kolayca gelmeli, işim zorlaştırılmamalı"-"Yakınlarım zor durumumda bana yardım etmeli"-"erdemli olanların işleri her zaman düzgün gitmeli."Nevrotik iddiaların özellikleri:a) Gerçekçi olmamalarıb) Benmerkezci özelliği, (nevrotik/çocuk benzerliği)c) Bilinçdışı olmaları (farkında olmayız)d) Abartılı olmalarıe)Tatminsiz (Doyumsuz, açgözlü, yetmeyen)olmalarıÇatışma (conflict) kavramından, nevroz arttıkça empatinin azaldığından, bahsediyoruz. Nevrotikteki TATMİNSİZLİĞİN arkadaşları tarafından fark edilebileceği. Edilgenlik, zevke düşkünlük. İddialar genelde bilinçdışıdır. -"verdiği değerin karşılığını alma hakkı"-"terapiye gelip doğruları söyledikçe iyileşmeyi terapistin yapması gerektiğine inanç"Öfkeyle üç şekilde başa çıkabilir.a) öfkesini bastırıp unutur (migren, mide ve vücut ağrıları)b) öfkesini yaşar ve dışavurur (kendini haklı gösterir)c) mutsuzluk ve kendine acıma (umutsuzluk, bunu bana nasıl yapabilirler) mazoşiztik tepkiiddiaları yakalamak için öneri: intikam alma hissiniz şiddetli olursa, birinden ani olarak tiksinirseniz, duygularınızın abartılı olup olmadıgını objektif bir şekilde ölçün. duygularınız olması gerekenden şiddetli ise orada bir nevrotik iddianız olabilir.Nevrotik iddialar katman katmandır, bir tanesini fark edip çözdükçe bir alt katmandaki ortaya çıkar. GÖRKEM ARAYIŞI bitene dek bu arayış devam etmelidir. Nevrotik iddialar kişide tatminsizliğe yol açar. (güzel günün içindeki tek bir aksaklık onu mutsuz eder, arkadaşları bunu fark eder.)"Çalışmak her zaman kolay olmalı" iddiamız varsa ders çalışmak her zaman zor hale gelir. Yaşama sanatı, olaylar karşısında telaşa kapılmaksızın sakince gerekeni yapmak. (Nevrotik iddialar bunu bozar.)ADALETSİZ OLDUĞUNA İNANIRSAK HER ŞEY ÇOK ZOR GELİR. Ötekilerin artılarını görmek konusunda ustadır. "Ötekilerin evleri daha güzeldir, çimleri daha yeşildir". Psikiyatr Gökhan ÖzPodcast müziği: Michael Kobrin - The Introvert
Bu bölümde;Görkem arayışındaki nevrotiğin NEVROTİK İDDİALARından bahsediyoruz. Nevrotik dünya ile çatıştığı sırada etrafı ile zıtlaşır. Hayatın ve gerçeklerin ona uyması gerektiğine dair mantıksız iddialarda bulunur. Bu iddiaların sağlıklıdan ayrılan önemli özelliği, aslında hepimizde olan bazı isteklerin ya da ihtiyaçların TALEBE DÖNÜŞMESİdir. Bu talebin karşılanmaması ise adaletsizlik ve kısıtlanma olarak hissedilir. Karen Horney'in kitaptaki sert dilinden biraz bahsedeceğim. Sık kullanılan iddialar arasında; - Trafik kurallarını çiğnediğinde hoş görülmek, -Otobüsün onun işine göre kalkması,-İnsanlar tarafından rahat bırakılmak, kendinden bir şey istenmemesi-Asla eleştirilmeme, şüphelenilmeme, sorgulanmama hakkı, -Zarar görmeme, hastalanmama, yaralanıp ölmeme, yaşlanmama hakkı, (önlem almaz, soğuk havada dışarı çıkar, tehlikeli işlere korkmadan girebilir)-Aldatma hakkı ve kendisinin aldatılmaması,-Anlaşılma hakkı-Kanunlara, kurallara tabi, olmama-Sınavlardan muafiyet hakkı (Birçok sınava çalışmama, erteleme nedeni)-En birinci kalite eğlendirilme ve hizmet edilme hakkı (Örn. Kötü bir gösteriyi izlediğinde çok içerleme)-BEN BEN OLMAMALIYIM, (BEN BENDEN DAHA ÜSTÜN BİRİ OLMALIYIM) iddiası en önemlilerinden biridir.Bunlar gibi ve birçok daha fazla iddialar bulunmaktadır. Bu iddiaların önemli bir özelliği de neden sonuç ilişkisinden kopuk olmasıdır. (Yanlış yere park edersen ceza yazılabilir, bazen restoranda kötü bir hizmet alabilirsin, kendini sevmezsen başkalarının seni sevmesini bekleyemezsin, Değişmek için çalışmak gerekir, gibi ilişkiler kurulamaz. )Karen Horney 2. Dünya Savaşı sırasında başına gelen bir olayla kendi iddialarını fark edişini anlatıyor. Podcast müziği: Michael Kobrin - The Introvert https://youtu.be/UufcCic_lQQ
Bu bölümde sırasıyla şunlar işlenecek: Görkem arayışının bileşenleri: (Kendini idealleştirme zemininde), 1-Mükemmellik ihtiyacı, (En aşırısı )2-Nevrotik hırs (En gerçekçi ve gözle görülür olanı olanı) 3-Öç alıcı yengi ihtiyacı (En gizli ve yıkıcı olanı)Tüm bunlar ideal (sahte) benliğin; uygulamaya konabilmesi (aktüelleştirilmesi) amacına hizmet eder. Yani kişinin doğal (gerçek) benliğine ve kendini gerçekleştirmeye harcanacak enerji ideal benliğe harcanır.Tüm bu maddelerin iki ortak özelliği zorlantılı (mecburi) oluşu ve hayali oluşu.a) Zorlantılı oluşu: Ayrım göstermez (seçici değildir), açgözlüdür (doyumsuz), ve ketleyici (engelleyici)dir.b)Hayali oluşu: Hayaller (fanteziler) arzu doyurucu tarzdadır. (İşine geldiği gibi düşünür, hisseder, gözlem yapar.) Sağlıklı kişidekinin aksine bu hayallere inanılır, farklı hayaller (roller) aynı anda yaşanabilir. Potansiyelini gerçekleşmiş zanneder. Ya da gerçeğin tersine inandırabilir. Her kişinin eski ve şimdiki fantezi ve düşlemleri üzerine düşünmesinin öneminden"Uçlardaki (her özelliğin ucu ve tüm zıt uçlarındaki) kişilerin sıkça nevrotik oldığundan" bahsediyorum.Podcast müziği: Michael Kobrin - The Introvert https://youtu.be/UufcCic_lQQ
Bu bölümde yazar nevrotik gelişimin nasıl şartlarda oluştuğunu incelemeye başlıyor. "İdeal İmge"den bahsediyor ve bunun kişiyi "GÖRKEM ARAYIŞI'na" mecbur bırakmasını açıklıyor.